Haber: Aslı Akış
Karaçayır Parkı Haydarpaşa kafe’deki kahvaltıya Saadet
Partisi Bolu il Başkanı İsa Sayın, İl yönetimi, partililer ve basın mensupları
katıldı.
Saadet Partisi Yüksek Disiplin Kurulu’na seçilen Veysel
Çetinkaya’nın İl Başkanlığı görevinin sona ermesinin ardından Saadet Partisi
Bolu İl Başkanlığına seçilen İsa Sayın gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sayın
açıklamasına “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutlayarak başladı. Kendisinden
önce il başkanlığı görevini yürüten Veysel Çetinkaya’ya da hizmetlerinden
dolayı teşekkür etti. Sayın; “İki ay önce il başkanlığı görevi şahsıma tevdi
edildikten sonra basınla buluşmamız bu güne nasip oldu. Aynı zamanda bu günün 8
Mart olması hasebiyle tüm kadınlarımızın dünya kadınlar gününü kutluyor ve
tebrik ediyorum. Burada sizlerin huzurunda selefim olan Veysel Çetinkaya’ya da
yaptığı hizmetler dolayısı ile bir kez daha teşekkür ediyorum. Yeni görevi olan
genel merkez yüksek disiplin kurulu üyeliğinde kendisine başarılar diliyorum”
dedi.
“50 YILDIR
ÇİZGİMİZDEN TAVİZ VERMEDİK!”
Açıklamasının devamında, Saadet Partisinin değerler,
insanlık ve adalet hareketi olduğuna vurgu yapan İsa Sayın; “50 yıldır
çizgisinden taviz vermeyen bir teşkilatın mensupları olarak sizlerin
karşısındayız. Bir kez daha altını çiziyorum ki, bu milletin aslını, özünü,
inancını ve hâsılı ruh kökünü temsil eden Milli Görüş’ün tek temsilcisi Saadet
Partisi’dir.
SAADET PARTİSİ BİR
‘DEĞERLER’ HAREKETİDİR
Saadet Partisi bir ‘değerler’ hareketidir. Toplumun maddi
ve manevi değerlerinin korunması için mücadele eder. Saadet Partisi bir
‘insanlık’ hareketidir. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sever. Saadet Partisi
‘bilgi ve hakikat’ hareketidir. Bütün çalışmalarını veri ve bilgi merkezli
yapar. Algılara teslim olmaz. Saadet Partisi bir ‘adalet’ hareketidir. Güçlünün
haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir dünya için çalışır. Saadet
Partisi ‘tam bağımsızlık’ hareketidir. Bireyde ve devlette her yönü ile
bağımsızlığı savunur.
Saadet Partisi ‘her türlü sömürüye karşı bir başkaldırı
hareketidir.’ Faiz sömürüsünü, emek sömürüsünü, zihin sömürüsünü, din ve
şahsiyet sömürüsünü reddeder. Helal kazanılmış birin, haram yollarla elde
edilmiş binden çok daha büyük ve kıymetli olduğunu bilir. Saadet Partisi bir
‘umut ve ufuk’ hareketidir. Bizde umutsuzluğa ve karamsarlığa asla yer yoktur.
Ufkumuz tüm dünyayı kapsayacak kadar geniştir. Geleceği planlarken basiret,
feraset ve dirayet ile hareket ederiz. Bizler aynı zamanda 50 yıllık tarihinde
söylediklerinin doğru çıkması ile kahrolan bir teşkilatın mensuplarıyız. Keşke
söylediklerimizde haklı çıkmasak ve yanılmış olsa idik” ifadelerini kullandı.
“GELECEĞE DAİR
UMUDUN ADI: SAADET PARTİSİ”
Türkiye’nin birçok konuda önemli bir süreçten geçtiğini
ifade eden Sayın; “Maalesef bugün Türkiye çok badireli bir dönemden geçiyor.
Ekonomiden adalete, dış politikadan eğitime kadar birçok alanda sıkıntılarımız
var. Ancak ümitsizliğe yer yoktur.
“ÇAĞRIMIZ 82
MİLYONADIR”
Bizim en öncelediğimiz problem toplumun kutuplaşmasıdır.
Bize göre Türkiye’de vatanını sevenler ile vatan hainleri değil, 82 milyon
vatan evladı vardır. Mensubiyeti, mezhebi, görüşü ne olursa olsun bizim
çağrımız herkesedir. Yunus Emre’nin dediği gibi: “Gelin canlar bir olalım.
İşi kolay kılalım Sevelim, sevilelim Bu dünya kimseye kalmaz. “Şunu
bilmemiz lazım ki; siyasi partiler birbirlerinin düşmanı değil, sadece
rakibidir. Kutuplaşma üzerine siyasi rant hesapları yapmak, topluma verebilecek
hiçbir şeyi kalmayanların işidir. Kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan, yaşamayan
insanları düşman görmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
“AHLAKİ DEĞERLERİ
İHYA ETMEK ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZDİR”
Maalesef bugün, İltimas, adam kayırma, torpil ve
partizanlığın sıradanlaştığı, israf ve yolsuzluğun had safhaya çıktığı bir
Türkiye var. Ahlaki değerleri ihya etmek öncelikli hedefimizdir. Bunların
içinde kamu malını kollamak, yolsuzluk, rüşvet ve israfı önlemek en önde
gelenlerdir. Bununla beraber mensubiyetine bakmaksızın işi ehline vermek bizim
şiarımızdır. Ehline verilen iş, en güzel şekilde, hızlı ve uygun maliyetli
yapılır.
“ADALET OLMAZSA
OLMAZIMIZDIR”
İkinci önem verdiğimiz husus adaletin kâmil manada tesis
edilmesidir. Adalet olmadan olmaz. Atalarımız çok güzel söylemiş: Zulüm ile
abad olanın ahiri berbat olur. Bugün Türkiye’de adalete güven kalmamış, yargıya
müdahaleler ve KHK’lar ile adeta mağdurlar ordusu oluşmuştur. Hepimiz bir baskı
ortamının içerisinde yaşıyoruz. Yanlışların dile getirilmemesi ve ortaya
çıkmaması için türlü baskılar, gündem değiştirmeler, hedef saptırmalar ve algı
operasyonları yapılıyor. Bir ülkede
adalet olduğunun en önemli göstergesi o ülkedeki iktidar sahiplerine hasım
olanların dahi haklarının korunmasıdır.
“TÜRKİYE ÜRETİM
EKONOMİSİ İLE AYAĞA KALKAR”
Diğer yandan ekonomide ise bizim en önemli özelliğimiz
üretime yönelik yatırımları öncelememizdir. Bugün Türkiye’de işsizlik dört
buçuk milyona çıkmış, gelir dağılımındaki adaletsizlik hiç olmadığı kadar
artmıştır. Üniversiteyi bitiren her dört gencimizden biri ise işsizdir.
Karşımızda ekonomisi dar boğaza girmiş, tarım ve hayvancılığı gerilemiş,
Cumhuriyetimizin kuruluş tarihinden bu güne kadar yapılmış olan sanayi
tesisleri satılmış, bütün birikimleri ‘Varlık Fonu’ adı altında ipotek edilmiş
bir Türkiye var. Yine Cumhuriyet tarihinde ilk kez borçlanabilmek için
‘Borçlanma Genel Müdürlüğü’ kurmak zorunda kalmış bir Türkiye var. Tarım ve
hayvancılığı ihya etmek başta olmak üzere tüm Türkiye’yi sanayi ve teknoloji
yatırımları ile donatmak ancak Milli Görüş’ün yani Saadet Partisi’nin işidir.
Geçmişimiz bunun en güzel örnekleri ile doludur” şeklinde konuştu.
“SURİYE’DE UYGULANAN DIŞ POLİTİKA EN BÜYÜK
KÖTÜLÜKTÜR”
“Türkiye’nin orta doğu ve Suriye’de uyguladığı dış
politika bir ülkenin kendi kendine yapabileceği en büyük kötülüktür” diyen
Sayın; “Bu günlere Irak ve Suriye başta
olmak üzere coğrafyamızda uyguladığımız yanlış politikalar neticesinde geldik.
Irak’ta 2 milyona yakın insan öldü ve Irak üçe bölündü. Suriye’de 800 bin insan
hayatını kaybetti. 8 milyon insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. 7 milyon
insan ise bulundukları bölgeleri terk ederek Suriye içinde bir yerden başka bir
yere göç etmek zorunda kaldı.
Diğer yandan bundan 9 yıl önce Şam’da namaz kılmaktan
bahsedenler Hatay’ı kaybetmekten bahsetmeye başladılar. Siyonizmin bu bölgedeki
hedeflerini ve büyük İsrail projesini bundan 30-40 yıl önce dile getiren ve bu
tehlikelere karşı insanımızı uyaran yine Milli Görüş olmuştur. Rahmetli Erbakan
hocamız bu günlere nasıl gelineceğini sanki önceden yaşamış gibi süreci ile
beraber anlatmış, uyarmıştır.
Ülkemizin ve bölgemizin karşı karşıya olduğu tehlike
ancak bölge ülkeleri ve diğer İslam ülkeleri ile bir araya gelinerek bertaraf
edilebilir. Irkçı emperyalistler büyük israili kurmaktan vazgeçmeyeceği için
D-8’i aktif hale getirmek tercih değil, zorunluluktur. Bölge ve D-8 ülkeleri
ile işbirliği kurmak Avrupa, Amerika ya da Rusya ile münasebetleri kesmek
manasına gelmediği gibi onlarla eşit şartlarda müzakere etmek ve kendi
haklarımızı korumak manasına gelecektir.
Bunların yanında en önemlisi ekonomisi güçlü olmayan
ülkeler dış politikada kendi menfaatlerini koruyamaz. Dış politikada içinde
bulunduğumuz ateş çemberinden çıkmak için tarım ve hayvancılıkta kendine yeten,
doğusundan batısına ağır sanayi ve ileri teknoloji tesisleri ile beraber
kalkınmış bir Türkiye’ye ihtiyaç vardır” diye konuştu.
“BİR KEZ DAHA
BESMELE ÇEKİYORUZ”
Saadet Partisinin en güçlü ve vasıflı teşkilata sahip
olduğunu söyleyen Saadet Partisi Bolu İl Başkanı İsa Sayın, önemli mesajlar
vererek yaşanılabilir bir Türkiye için daha çok çalışacaklarını kaydetti Sayın;
“Saadet Partisi oy oranından bağımsız olarak Türkiye’nin özgül ağırlığı en
yüksek partisidir. Önümüzdeki dönemde özgül ağırlığı ile beraber hacmi de
artacak olan parti Saadet Partisi’dir. Saadet Partisi gerek Bolu’nun gerekse
Türkiye’nin en güçlü, en vasıflı teşkilatına sahip olan partisidir. Saadet
Partisi her koşul ve şart altında adaleti ayakta tutanların partisidir. Saadet
Partisi siyaseti makam, mevki veya rant için değil, sadece Allah rızası için
yapan, tertemiz bir kadronun adıdır.
“DAHA ÇOK
ÇALIŞACAĞIZ”
Şunu özellikle belirtmek istiyorum ki, bizim
eleştirilerimiz kişilere değil yanlış icraat ve zihniyetleredir. Bundan sonra
da genel ve yerel politikalara olan eleştirilerimiz bu bağlamda
değerlendirilmelidir. Burada sîzlerin huzurunda belirtiyorum ki, bir kez daha
besmele çekiyoruz. Gün bizim milletimizle, özelde de Bolu halkıyla buluşma
günümüzdür. Yaşlısından gencine, kadınından erkeğine, camisinden, kafeteryasına
tüm Bolu halkıyla kucaklaşacağız. Kavga değil huzur getireceğiz. Çatışma değil
tebessüm sunacağız. Daha çok çalışacağız; İşsiz kaldığından evine ekmek
götüremeyenler için daha çok çalışacağız, Emekli olduğu halde sadece iki
kişilik ailesine bakamadığı için insanlık onuruna yakışmayan bir ücretle
çalışmak zorunda kalan emekliler için daha çok çalışacağız, KHK’lar ile mağdur
olmuş insanlarımız için daha çok çalışacağız, EYT mağdurları için daha çok
çalışacağız, Gelecekten ümidini kaybetmiş gençlerimiz için daha çok çalışacağız,
Hülasa; Yaşanabilir bir Türkiye için. Yeniden Büyük Türkiye için, Yeni Bir Dünya
için daha çok çalışacağız. Her kapıya gideceğiz, her eli tutacağız, her yüreğe
dokunacağız. Bu dava, bu sevda, bu vatan bizimdir. Zafer inananlarındır ve
zafer yakındır diyerek, basın toplantımıza katıldığınız için tekrar teşekkür
ediyor kendim ve tüm teşkilatımız adına Bolu halkına saygılar sunuyorum”
şeklinde konuştu.