Kıbrıs Gazisi Emekli
Piyade Komando Binbaşı ve TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya gelişinin 84’üncü yıl dönümünde günün
anlam ve önemini anlattı. Yamaner; “17 Temmuz Atatürk’ün Bolu’ya gelişi siyasete
girmemeli. Mareşallik ve Gazilik
ünvanı verilen Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya gelişini sessiz bir şekilde
kutluyoruz. Ben çok üzülüyorum çünkü törenler maalesef siyasallaştırıldı” dedi.
Kıbrıs Gazisi Emekli
Piyade Komando Binbaşı Ahmet
Şerafettin Yamaner, Atatürk’ün Bolu’ya gelişi, düzenlenen törenler hakkında
bilgiler verdi. Ayrıca, “Millî bayramlarda ve özel günlerde siyasetin sokulmaması
gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK BOLU’YU ÇOK
SEVDİ”
Ahmet Şerafettin Yamaner, Atatürk’ün Bolu’ya ilk defa 1922
Haziran ayında geldiğini belirterek; “Cumhurbaşkanlığı sıfatı yoktu o tarihte.
17 Temmuz 1934 yılında Cumhurbaşkanı sıfatı ile Bolu’ya ilk defa gelmiş oldu.
Geldiğinde fırka dediğimiz tepe de halk evi vardı. Halk evinde 1 gece misafir
edildi. Yemeklerini de kendi özel aşçısı olan Bolulu aşçımız ikramda bulundu.
Atatürk oradan Aladağlara baktığında yemyeşil ormanlar içerisinde Bolu’yu
görünce “Keşke Ankara’dan evvel ben Bolu’ya gelmiş olsaydım” demiş. Bunu
tarihçiler bu şekilde yazıyor. Bunu herhalde başkent burası olurdu düşüncesiyle
söylediğini düşünüyorum. Atatürk Bolu’yu çok sevdi. Burada 1 gece kaldı,
kalktığında Ege’de Yunan gemilerinin ateş ettiğini duyar duymaz hareket etti.
“MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK 17 TEMMUZ 1934’DEKİ GİBİ KARŞILANMALI”
Atatürk’ü bizim milli kurtuluş davamız 19 Mayıs 1919’da
Samsun’a çıktıktan sonra 15 Haziran 1919’da da Amasya’ya gitti. Hoca Tevfik
Efendi ismindeki Amasya müftüsü, Atatürk’ü çok iyi karşılattırdı. Hoca Tevfik;
“Hocalar, vaizler, müftüler ve din adamları hepiniz en çok ilgiyi
göstereceksiniz. Vatanı müdafaa edenler dinimize sahip çıkar” cümlesini burada
kullandı. Yani her yerde din adamlarımız ile karşılandı. Hatta Amasya öyle bir
süslendi ki; kırmızı beyaz balonlar, bayraklar bir bayram şenlik havasında
karşıladılar. Bizlerin de bu şekilde karşılaması lazım. Bütün kamu kurum ve kuruluşları, resmi
daireler değil okullar, halk Mustafa Kemal Atatürk’ü bu şekilde karşılamalıydı
ve o tarihte karşılandı şimdi de karşılanmalı. Ben çok üzülüyorum çünkü
törenler maalesef siyasallaştırıldı. Sabah 9’da başka bir tören, 11’de başka
bir siyasi kurum, öğleden sonra bir kurum param parça olduk” diye konuştu.
“ATATÜRK’ÜN EN ÇOK
SEVDİĞİ VATANSEVER”
Yunan birlikleri Polatlı’ya kadar gelmiş Diyap Ağa’nın vatansever
olduğuna dikkat çeken Yamaner; “Diyap Ağa diye birisi var tarihte. Diyap Ağa
Atatürk’ün en çok sevdiği vatan için canını esirgemeyecek bir vatandaşımız.
Orta Asya kökenli, Tuncelilidir. Diyap Ağa, Polatlı’ya kadar Yunan askeri
geldiğinde Anakaradaki meclisi Kayseri’ye mi yoksa Konya’ya mı taşıyalım
münakaşaları devam ederken kürsüye çıkarak; “Siz yunandan kaçmaya mı geldiniz,
canınızı vermeye mi geldiniz? Ben gitmiyorum siz gidin” demiştir ve meclis
Ankara’da kalmıştır. Bu adam Kürt kökenlidir ve alevidir” dedi.
“BİRLİK VE
BERABERLİĞE ÖNEM VERMİŞ”
Katıldığı konferanslarda Kıbrıs barış harekâtının yanı sıra
anılarını da paylaştığını ifade eden Yamaner; “Benim bir askerim var şu anda
Şanlıurfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı Hasan Arslan. Kıbrıs gazisi. Bir
termal otelde bundan birkaç sene evvel 3 tane madalyalı asker geldiler selam
verdiler. Komutanım biz sizin askerinizdik. Şaşırdım kaldım. Yaşlanmışlar,
saçları benden de fazla ağarmış. “Komutanım anam, babam Kürt ama ben Türk
vatandaşıyım” dedi. Ceketinin içini açtı Türk bayrağı var. Ben sizin için
ölürüm. Sizin emriniz için Şanlıurfa’da Bolu’ya koşarak gelirim demiştir. Ben liselere
konferanslara gidiyorum birlik beraberlik konusu işlerken anlatıyorum. Gittiğim
bir lisede telefonun megafonunu açıp bunu anlatmasını istedim ve öğrenciler
alkışladılar. Mustafa Kemal Atatürk birlik ve beraberliğime çok önem vermiş.
Hiç siyasete önem vermemiş” açıklamasında bulundu.
“ASKERİYEDE SİYASET
YOK”
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Balkan savaşları sırasında aynı
zamanda mecliste görev yaptığını söyleyerek; “1912 Balkan savaşında Korgeneral
rütbesindeki subayların bir kısmı aynı zamanda mecliste mebus olarak statü
gereği görev yapıyordu. Balkan savaşında Korgeneraller askeri bırakıp meclise
gidince Atatürk buna şiddetle karşı çıktı ve “Askeriyede siyaset yok” dedi.
Bundan sonra siyasete girmek isteyen meclise gidecek, komutan olmak isteyen
askeriyede olacak.
Ben siyasetin askerlik içerisine girmesine çok üzülüyorum.
Biz Kuleli Askeri Lisesinde, Harp okulunda okuduk hiç siyaset düşünmedik.
Kıbrıs muharebesine katıldım. Benim 4 sene Kıbrıs görevim var. Kıbrıs’ı A’dan
Z’ye bilen bir subayım. Kıbrıslı Türklerin zorluklarından şu zaman kadar
yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Kıbrıs konusu tekrar gündeme alınmalı çünkü
emperyalist ülkeleri görüyorsunuz Orta Doğu’da parselleme peşindeler yeraltı
kaynakları dolayısıyla. Bizim elimizde şu anda toprağımız var” şeklinde
konuştu.
“KIBRIS KONUSUNA
SİYASİLER ÖNEM VERMİYOR”
Kıbrıs konusunun çok önemli olduğuna vurgu yapan Ahmet
Şerafettin Yamaner; “Milletvekilimiz Sayın Tanju Özcan ve Ali Ercoşkun’un
ellerine bir dosya verdim. Bunun dışında en önemlisi şu anda öğretim görevlisi
olan Kıbrıs eski büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç’a da bir dosya gönderdim. Bu
Kıbrıs konusunu liselere tüm Kıbrıs gençlerine iletelim de gündeme alalım
dedim. Kıbrıs konusuna siyasilerin önem vermeyişinden korkuyorum. 10 cephede
savaşan Mustafa kemal Atatürk hep galip çıkmış. Kıbrıs için güneyde bir
tatbikat izlerken subayları toplamış; “Efendiler üç tarafımız denizlerle
çevrili. Tekrar işgal edildiğini farz edelim. Kıbrıs’ın önemi hakkında
bildiklerinizi söyleyin. Kıbrıs elden çıktığı takdirde bütün ikmal yollarınız
kapanmıştır. Kıbrıs nefes borumuzdur bizim.” demiş. O bakımdan Kıbrıs konusunun
gündeme getirilmesini istiyorum” dedi.
“YAZILAN BÜTÜN
KİTAPLARDAN ÇOK FARKLI OLACAK”
Kıbrıs Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı Ahmet Şerafettin
Yamaner, şu anda bir kitap yazdığını ve yazılan kitaplardan farklı olduğunu
söyledi. Yamaner; “Ben şimdi kitap yazmaya çalışıyorum. İnanın yazılan bütün
kitaplardan çok farklı olacak. Kıbrıs’taki harekâtta nükseden bir rahatsızlık
nedeniyle malulen emekli oldum. İki baston taşıdım felçli vaziyette. İstihbarat okulunda Tim komutanıyım Binbaşı
rütbesi ile sene 1987. Bir gün sivil vaziyette bastonlarım var elimde kuyumcuya
bakıyorum. Kuyumcu buyurun efendim içeriden bakın dedi. Kardeşim ben malulen
emekli olacağım, felç geçirdim, kireçlenme var dedim. Kuyumcu ustası beni
içeriye aldı. Ben bu işi öğretecekseniz bir ücret ödemek istiyorum dedim.
“Komutanım siz sağlığınızı kaybetmişsiniz bu vatan için, sizden para mı
alacağız” dedi. Bunun şahsımla alakası yok bu Türk silahlı kuvvetlerinin bir
subayına gösterdiği, Türk silahlı kuruluşuna gösterdiği sevgisinin saygısının
değeridir” diye konuştu.
“ATATÜRK’ÜN BOLU’YA
GELİŞİNİ SESSİZ BİR ŞEKİLDE KUTLAMAK İLE GEÇİNİYORUZ”
Yamaner, 17 Temmuz Atatürk’ün Bolu’ya gelişinin siyasete
girmemesi gerektiğini kaydederek; “Şu anda bakıyorum hiçbir direkte bayrak
göremiyorum. Atatürk 84 yıl evvel
gelmiş. Halkımız neden böyle? Yabancı devletler Mustafa Kemal Atatürk anıtı
dikmiş. Şu anda 15 tane ülke sayabilirim hepsinde Atatürk’ün özdeyişleri ve
sözleri ile kendi anıtları var. Bu ülkeyi Yunandan, Çanakkale savaşında
emperyalist ülkelerden kurtarmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk
Cumhurbaşkanı, en büyük Gazi ve Mareşalimiz.
Mecliste oy birliği ile alkışlanarak mareşallik ve gazilik unvanı
verilen Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya gelişini sessiz bir şekilde kutlamak
ile geçiniyoruz. Kesinlikle siyasi konuşmalar bu gündemin önüne geçmemeli. 17
Temmuz Atatürk’ün Bolu’ya gelişi siyaset girmemeli. 29 Ekim Cumhuriyetin
kuruluşu tarihi ise Cumhuriyet kurulmalı. Sabah 9’da ayrı öğleden sonra ayrı
bayramlaşma yapılmamalı. Bu birlik beraberliğimizi bozmamalı. Millî bayramlarda
ve özel günlerde siyasetin sokulmaması gerektiğine inanıyorum” ifadelerini
kullandı.
“ TÜM ŞEHİT VE
GAZİLERİMİZ DUALARIN İÇERİSİNE OLMASINI İSTİYORUM”
Son olarak, Amasya, Sivas ve Erzurum kongrelerinde Atatürk’ü
müftülerin karşıladığını sözlerine ekledi. Din adamlarının birleştirici
olduklarını dile getirerek; “Samimi söylüyorum yatacak yer bulamadıklarında
müftülerimiz evlerinden eşyalarını vermişlerdir Atatürk’ün yatacağı yerde.
Mevlitler okunuyor, dualara yapılıyor. Cumhuriyetimizi, ülkemizi bize veren, bu
hale gelişimize ve ekonomimizin bu şekilde gelişmesine sebep olan Mustafa Kemal
Atatürk’ümüz, silah arkadaşları, tüm şehit ve gazilerimiz duaların içerisine
olmasını istiyorum.
Ben din adamlarını çok seviyorum ve en büyük saygıyı da
onlara gösteriyorum. Toplumu etkileyen insanlarımız bunlar, bizim dinimiz
İslam, Kitabımız Kuran, peygamberimiz Muhammed. Bunlar dışında bizi
birleştirecek başka bir şey yok. Ama bazı değerlerimize de sahip çıkmasını
özellikle dualarımızda bundan sonra bekliyorum ve istiyorum” önerisinde
bulundu.