MEHMET FATİH YALINIZ
Umut
Dura ile Köroğlu Ana Haber’in hemen ardından Köroğlu TV ekranlarına gelen Seçim
Gündemi programının konuğu olan CHP Bolu Belediye Başkan Adayı Tanju Özcan
samimi açıklamalarda bulundu.
2
saat süren program boyunca sosyal medyadan gelen soruların yanı sıra,
gazeteciler Caner Güngör ve Mehmet Ali Atalay’ın da sorunlarını cevaplayan Özcan,
belediye başkanı seçilmesi durumunda yapacaklarından bahsetti.
Özcan’ın
programda yaptığı konuşmadan satır başları şu şekilde:
“Bolu’yu seviyorum”
Bana
bir arkadaşım neden belediye başkan adayı oldun diye sordu. Ben de “Bolu’yu
seviyorum” dedim. Slogan oradan çıktı. Hatta o arkadaşım “parlamenter sistem
bitti, milletvekilliğinin en rahat yapılacağı döne. Şimdi neden
milletvekilliğini bırakıp Bolu’ya belediye başkanı olmak istiyorsun. Meşakkatli
zor bir iş” dedi. Gayri ihtiyari ben de Bolu’yu seviyorum dedim.
Bolu’yu
gerçekten çok seviyorum, öylesine söylemiyorum. 8 yıldır yaklaşık 2-3 gün
Bolu’dan ayrıyım. Ben evimi taşımadım. Bolu’yu terk edeyim, gideyim başka bir
şehre yerleşeyim, orada milletvekilliğinden sonra hayatımı idame ettireyim
düşüncesi hiç taşımadım. O 2-3 gün ayrı kaldığımız periyotlarda ben Bolu’yu çok
özlüyorum. Duramıyorum Ankara’da. Önemli bir işim yoksa gene 12’de atlayıp
geliyorum Bolu’ya. İşte o slogan oradan
çıktı içten bir şekilde. Bolu’yu seviyorum. Bolu’ya hizmet etmek istiyorum.
“Kimin delikanlı olacağına halk
karar verecek”
Kimin
delikanlı olup olmadığına halk karar verecek. İkimizi de insanlar yakından
tanıyor. Ben Köroğlu’nun torunuyum, bu toprakların çocuğuyum, Bolu’nun
çocuğunun delikanlılığı sorgulanamaz. İkincisi bu süreçte ben polemik üzerinden
gitmeyeceğim. Ben belediyeciliği biliyorum, 10 yıl belediye meclis üyeliği
yaptım, imar komisyonunda 3 yıl çalıştım. Encümende 3 yıl görev aldım,
belediyenin hizmetlerinin nasıl yürütüldüğünü biliyorum. Ben belediye hizmetleri
üzerinden, yapacaklarımı anlatmak üzerinden yürümek istiyorum. Polemiğe, zayıf
olan, bilgisi eksik olan girer. Ben kendime güveniyorum, her isteyenle, Fatih
Bey olur, bir başka partinin adayı olur, tartışma programı da yaparız. Ama
sadece Bolu’ya ne verebiliriz bunu konuşalım ben genel siyaseti bırakmak
istiyorum, genel siyaseti, il başkanı yapar, ilçe başkanı yapar, milletvekili
yapar. Ama belediye başkanı polemik üzerinden iş yapmaz.
“Enkaz devraldım demek bahanedir”
Enkaz
edebiyatını kim yapar? Muhalefet partisinin adayı yapar normalde. Ben nasıl bir
belediye teslim alacağımı biliyorum. Ben bu belediyenin çalışmalarını yıllardır
denetliyorum. Meclis üyesi olarak, milletvekili olarak. Soru önergeleri
veriyorum, yaptığı yanlışlarla ilgili açıklamalar yapıyorum. Ben borçlu bir
belediye devralacağımı biliyorum. Bolu Belediyesinin gelirini ve giderini
biliyorum. Ama neye talip olduğunu biliyorsun. 31 Mart’tan sonra şunu
söylemeyeceğim. Karşılaşacağım manzarayı biliyorum, enkaz devraldım
demeyeceğim. Bu bir bahanedir. Yapacak işi olmayan, yeni belediye başkanları
açısından enkaz devraldım demek bir bahanedir. Enkazsa, o enkaz hepimizin, onu
ayağa kaldıracağız. Belediyenin borcu var, bu borç çevrilemez mi? Çevrilebilir.
Sonuçta iflas etmiş bir belediye değil burası. Borçlarını yapılandıracağız. Ne
kadar borcu olduğunu tam çıkartamıyoruz orada bir sıkıntı var. Ama sonuç
itibarıyla, bundan sonra yürüyemeyecek bir belediye yok ortada. Ben ayağa
kaldırırım, o konuda bir tereddüt yok. Ben belediyenin hangi kalemlerden ne
kadar geliri olduğunu biliyorum. Hangi kalemlerden ne kadar gideri olduğunu
biliyorum, hangi kalemlerde israf yapıldığını da görüyorum. Kendime güveniyorum
ki ben buraya talip oluyorum.
“Kimsenin ekmeği ile oynamadım,
oynamam”
Başkanlar
değişeceği zaman belediye personelinde bir tedirginlik olur. Ben arkadaşlara
şunu söyledim; arkadaşlar, ben kimsenin ekmeği ile bu yaşıma kadar oynamadım.
Kimsenin kimsenin ekmeği ile oynamasına da izin vermedim gördüğüm ölçüde. İşinizi
yapın, işinizi yaptığınız sürece benim başımın tacısınız. İster sizi Alaaddin
Yılmaz almış olsun, ister birinin vesilesi ile girmiş olun. Ben iş yapmak
istiyorum. Sizlerle birlikte çalışacağım, tedirgin olmayın ekmeğinizle
oynamayacağım. Hatta örnek de verdim. Sen ister AK Partili ol, ister MHP’li,
ister CHP’li, sen Bolu’nun çocuğusun. Sen Bolu’da yaşıyorsun, benim açımdan
CHP’li, AK Partili, MHP’li ayrımı yok. Ben sana sahip çıkacağım. Alaaddin
Bey’in yanlış uygulamalarından bir tanesi 117 işçiyi işten çıkarmak oldu. 117
işçinin ekmeğinden olduktan sonra neler yaşadığını ben birinci elden biliyorum.
Ailesi dağılan oldu, şehri terk etmek zorunda kalan insanlar oldu. Neler
yaşandığını biliyorum ben bu insanların ekmeği ile niye oynayayım. Bu demek
değildir ki, yeni insanlar almayacağım. Benim amacım şu, Bolu Belediyesini
tüketen belediyecilikten kurtarıp, üreten belediyecilik ve ürettiğini
çalışanları ile paylaşan, böylelikle daha çok insan çalıştırabilen, istihdam
edebilecek bir belediyecilik var benim kafamda. Bunu yapmaya çalışıyorum.
Üreteceğiz, para kazanacağız ve belki Bolu Belediyesi Bolu’nun en büyük
işvereni olacak. Ben örnek olarak Eskişehir Belediyesini alıyorum. MHP’li
Isparta Belediyesi var. Bunlar üretiyorlar. Burada adeta belediye başkanı hiçbir
iş yapmıyor, o iş ona, bu iş buna, diğer bürokratik işlemleri de personeli ile
yapmaya çalışıyor. Bunu doğru bulmuyorum.
“Boluspor için iki sözüm var”
Ben
Boluspor’a iki tane söz verdim. 2009’da da söz vermiştim. Çok mantıklı ve
ayakları yere basan bir projeydi. Sayın Alaaddin Yılmaz’a da defalarca
söyledim. Kulüp yöneticilerimizin de bu konuyu desteklediklerini gördüm.
Boluspor Koleji, Boluspor’a çok ciddi para kazandıracak, marka değeri
yaratacak. Bu projenin hala arkasındayım, Boluspor’a bir kolej kazandırmak için
kulüp başkanımızla birlikte omuz omuza çalışmaya hazır olduğum bu işe öncülük
yaptığımı tekrar ettim.
Ben
stadın mevcut yerinden başka bir yere taşınmasına karşıyım. Trafiği engelliyor
diyorlar, doğru değil. İki haftada bir maç oluyor, genelde de Pazar günleri
oluyor iki saat toplam. Ama oraya bir stadyum yapalım, işyerleri olsun, bir
bölümü butik otel olarak bile kullanılabilir. Lokantaları, kafesi olsun.
Altında 1500 araçlık otoparkı olsun. Tam tersi Gölyüzü Mahallesi ve
pazaryerindeki otopark probleminin önemli bir kısmını emecektir. Buradaki
işyerlerinin geliri Boluspor’a ait olsun. Boluspor sabit bir gelire kavuşsun
artık. Boluspor yöneticilerine çok üzülüyorum. Her yıl birinin kapısında bana
yardımcı olur musun? Boluspor’a katkı verelim, bundan artık Boluspor’u
kurtaralım. Boluspor artık para meselesini kafasından çıkarsın, tamamen spora
odaklansın. Ben Necip Bey’in işinin ne kadar zor olduğunu görüyorum. Her sezon
başında aynı işyerlerini dolaşıyor, boyun büküyor, her gün bu ödemeyi nasıl
yapacağım diye düşünüyor. Sabit bir şey kazandıralım. Boluspor ayakları
üzerinde dursun. Bunu arzu ediyorum. Bunu gerçekleştirmek istiyorum.
“Şirket hesaplarını
inceleyeceğim”
Şirketim
ismini beğenmedim. Başından itibaren bu düşüncemi söyledim. Şirket ismine uygun
değil. Tabiatın Kalbi Bolu’nun hesaplarını inceleyerek ilk işe başlayacağım.
Burada ciddi miktarda bir borç yükünü şirketin oluşturduğuna dair ön bilgilerim
var. Ama bu şirketin ismi bence Bolulular tarafından benimsenmeli önce onu
söyleyeyim. Belediyenin şirketi olacak elbette.
Biliyorsunuz bu işçiler kadroya aktarılması meselesinde aslında orada
işçiler kandırıldı. Belediyenin kadrolu işçileri var bir de taşeron işçileri
vardı. Bu taşeron işçiler alındı şirket işçisi haline getirildi. Şu anda
tabiatın kalbi bolu firmasının çalışanları belediyenin çalışanları. Şirket
elbette kalacak biz bu şirket üzerinden üreten belediyecilik anlayışımızı
hayata geçireceğiz.
“Büfeyi derhal kaldıracağım”
15
gün içerisinde orayı kaldırmış olacağım. Ucube, çok kötü bir görüntü.
Yakışmadı. Bolusporumuzun adını da kirleten bir şey oldu. Geliri Boluspora
verilecek diye yapıldı ama çok kötü bir ucube. Sen meydanın ortasına böyle bir
şey kondurarak Bolusporumuza da zarar veriyor böyle şeyler. Onu derhal
kaldıracağım. Mevcut malzemeleri de değerlendireceğim.
