NÜRDAM Müdürü Prof. Dr. Ercan Yılmaz, yaptığı açıklamada,
uyduların şu an kullanılan birçok haberleşme sistemleri için hayati önem arz
ettiğini, uzayda bulunan yoğun radyasyon ortamının, uydu ve haberleşme
sistemlerini tahrip ederek zaman içerisinde bozulmalara neden olduğunu söyledi.
Uydu gibi uzay boşluğunda çalışan sistemlerin aldıkları
radyasyon doz takiplerinin yapılması ve yörünge doz haritalarının çıkarılmasının
bu sistemlerin kullanım ömürlerinin belirlenmesinde kritik öneme sahip olduğunu
aktaran Yılmaz, “Yerküreyle iletişim halinde olan radyasyon doz ölçüm
modüllerinin yerli imkanlarla geliştirilmesi gerekir. Bu kapsamda TÜBİTAK Uzay
ile birlikte üretilen uydu sistemleri için NÜRDAM altyapısı kullanılarak (10
cGy-10000 Gy) duyarlılığa sahip NürFET sensörlerinin seri üretimine
başladık.” dedi.
350 BİN DOLAR YERİNE 50 BİN LİRA MALİYETLE
Yılmaz, bugüne kadar birçok milli ürünün üretiminin
gerçekleştirdiklerini belirterek, pek çok kurum ve kuruluşla da ortak
çalışmalarının, projelerinin devam ettiğini dile getirdi.
TÜBİTAK Uzay ile çalışmakta oldukları radyasyon modülünün
uydularda kullanılacağına değinen Prof. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti:
“Radyasyon modülü bugüne kadar Almanya, Avrupa veya
Amerika’dan yaklaşık 350 ile 400 bin dolar civarında bir maliyetle
alınmaktaydı. Bizim burada üreteceğimiz ürün 50 bin Türk lirasının altına
inecektir. Şu anda çalışmalarımız laboratuvarlarımızda bu kapsamda devam etmekte.
Ürünler ortaya çıktığında da TÜBİTAK Uzay’ın üretmekte olduğu Asya Pasifik
Ortaklığında Leo uydulara, askeri uyduya, yerli gözlem uydusu İMECE’ye de
entegre edilecektir.”
İHRAÇ DA EDİLECEK
Seri üretimin başladığını bildiren Yılmaz, seri üretimin
ortaya çıkardığı ürünlerin sonucunda yine yurt dışına da ihracatın olacağını,
yaklaşık 3 ay içerisinde ürünlerin ortaya çıkmasını beklediklerini vurguladı.
Yılmaz, milli bir ürünü Türk ekonomisine kazandırmış
olacaklarını, yurt dışından ithal etmek yerine ara mal kapsamında ithalatı
azaltıp, döviz çıkışını azaltmış olacaklarını anlatarak, stratejik ürünleri
üretilebilme potansiyeli açısından çok önem taşıdığını kaydetti.
Ürünün tamamen Türkiye’de üretilmeye başlandığına ve yurt
dışına bu ürün anlamında bağımlılığın biteceğine işaret eden Yılmaz, sözlerini
şöyle tamamladı:
“Milli ürün ve patentlenebilen ürün olacaktır. Bu
ürünü Türkiye’de ilk defa biz üretmiş olacağız. Bu ürün sensör anlamında
üretiliyor. Her bir sensör, bir silikon pul üzerinde yaklaşık 50 ile 100 bin
adede kadar sayısı çıkabiliyor. Biz bu altyapıyı tasarlarken küçük çaplı bir
üretim düşünmedik. Her üretimi seri üretim olacak şekilde tasarladık. Yapı
olarak da çip dediğimiz formatta, mikrometre boyutunda olduğu için bir anda
zaten seri üretim yapmaktasınız. Tek başına üretme şansınız yok. Bu açıdan hem
maliyet düşmekte hem de gelecek talepleri de çok rahat bir şekilde
karşılayabileceğiz.”