Hızla
artan nüfus; gıda üretimi, gıdaya erişim, iklim değişikliği konularını da
beraberinde getiriyor. Dünyada 821 milyon kişinin açlıkla mücadele ettiği
günümüzde, uzmanlar mevcut tüketim modelinin değişmesi için uyarıda bulunuyor.
Sürdürülebilir gıda üretimini iyileştirmek ve doğru beslenme alışkanlıklarının
acilen edinilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu şekilde devam edilirse 2050
yılına gelindiğinde üç yerküre olsa insanların ihtiyaçlarının karşılanmasının
mümkün olmayacağına dikkat çekiyor.
Türkiye’de
Gıda Bankacılığının çatı kuruluşu olan Temel İhtiyaç Derneği, gıda bankacılığı
ile sosyal fayda yaratan ve yaratmak isteyen kurumları ve tüm sivil toplum
kuruluşlarını bilgi ve deneyimlerini paylaşmak üzere 1. Gıda Bankacılığı
Zirvesi’nde bir araya getirdi. Gıda bankacılığının dünyadaki örnekleri,
Türkiye’deki hukuki düzenlemeler, gıda bankacılığı modelleri ve sıfır atık
konuları alanında uzman isimlerce ele alındı.
Moderatörlüğünü
Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu’nun yaptığı “Gıda
Bankacılığına Destek Verenler” panelinde küresel gıda lideri Barilla’nın
Türkiye Müşteri Hizmetleri ve Talep Planlama Müdürü Buket Yıldırım Karagüç,
şirketin insan ve çevre dostu iş modeli çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları
katılımcılarla paylaştı.
Konuşmasında
dünya genelinde üretilen yiyeceklerin üçte birinin sofralara ulaşmadan israf
edildiğini belirten Karagüç, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya
bırakabilmek için her gün tabağımıza koyduğumuz yiyecekler başta olmak üzere
somut tedbirler alınmasının hem sağlık hem de gezegen için çok önemli olduğunu
vurguladı.
Barilla’nın
Türkiye’de ve dünyadaki çalışmalarını “Sizin için iyi, Gezegen için iyi,
Toplum için iyi” iş modeli çerçevesinde yürüttüğünü belirten Karagüç;
“İçinde bulunduğumuz dünyayı gelecek kuşaklara daha iyi bir şekilde, en
azından bulduğumuz gibi bırakma zorunluluğumuz var. Dolayısıyla evrene
bıraktığımız ayak izimizi olabildiğince küçültmeliyiz. Bunu yapamazsak ileride
gezegenimiz bizim için yeterli olmayacak. Bu noktada en önemli konulardan biri
olarak gıda israfının azaltılması gündeme geliyor. İtalya, Fransa ve
Amerika’daki benzer çalışmalarımızın ardından Türkiye’de de gıda bankacılığı
konusunda TİDER ile iş birliği yaptık” dedi.
“9 KİŞİDEN 1’İ
GIDAYA ERİŞEMİYOR, 7 KİŞİDEN 1’İ OBEZ”
Panelde
birçok uzmanın ve devletin gündemine giren açlık ve obezite konusunda da bilgi
paylaşan Buket Yıldırım Karagüç; “Önümüzde bir madalyon var. Madalyonun
bir tarafında küresel ölçekte açlıkla mücadele eden ya da yetersiz beslenme ile
mücadele eden büyük bir kesim var. Yaklaşık 9 kişiden biri bu sorunla karşı
karşıya. Madalyonun diğer tarafında ise maalesef her 7 kişiden biri obezite ya
da sağlıksız beslenme ile karşı karşıya ya da bu konudan doğan bazı sağlık
sorunlarıyla mücadele ediyor. Diğer yandan sahip olduğumuz gıdaların üçte biri
ihtiyaç sahiplerine ulaşmadan israf oluyor. Yaşanan bu ciddi çelişki ve
eşitsizlik tablosunu mutlaka değiştirmeliyiz. Bu çerçevede gıda bankacılığının
önemi açıkça ortaya çıkıyor. Barilla Gıda olarak gıda bankacılığı konusunda
Türkiye’de TİDER ile yolculuğumuza devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.
TARLADAN TABAĞA
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sürdürülebilirlik
konusunun Barilla için önemli bir kavram olduğunu belirten Karagüç; “Sürekli
artan dünya nüfusunu gezegenimize zarar vermeden besleyebilmek, çağımızın en
büyük zorluklarından birini teşkil ediyor. Bizim için sürdürülebilirlik
tarladan başlıyor ve tabağa kadar devam ediyor. Ürettiğimiz makarnanın ana
maddesi buğday. Çiftçilerimiz ile dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi
Türkiye’de de önemli çalışmalar yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. Türkiye’de
birçok çiftçimize sürdürülebilir tarım konusunda eğitim verdik, sürdürülebilir
iş modellerini anlattık. Barilla olarak insan ve çevre dostu iş modelimizde bir
taraftan sürdürülebilir buğday tedarikini artırmaya çalışırken, diğer taraftan
da beslenme profilini iyileştirmek için ürünlerimizi yeniden formüle ettik.
Akdeniz beslenme modelini yaygınlaştırmak için çalıştık. Son 7 yılda üretim
süreçlerinde de çok önemli iyileştirmeler yaptık. Her bir ton ürün için su
tüketimini yüzde 23, sera gazı emisyonunu ise yüzde 29 azalttık” dedi.
Üretimden,
lojistik, satış ve tüketime kadar gıda ve beslenmeye ilişkin sorunların iyi
analiz edilerek, tüm paydaşların el birliği ile ortak çözüm geliştirmesi
gerektiğini de belirten Buket Yıldırım Karagüç şunları kaydetti; “Ülkemiz,
özellikle gıda israfı alanında önemli sorunlarla karşı karşıya. Barilla Gıda ve
Beslenme Vakfı’nın (BCFN) The Economist Intelligence Unit (EIU) iş birliğiyle
yayımladığı Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi’nin 2018 verileri bu konuyu net bir
şekilde ortaya koyuyor. Taşıma sırasında ve perakende noktalarında yaşanan
kayıplar ve mevzuatımızdaki yasal düzenleme eksiklikleri, Türkiye’nin gıda
kaybı ve israfı başlığında endeksin en altlarında yer almasına neden oluyor. Bu
tabloyu düzeltmenin yolu, sorunlarımızı tespit ederek, kamunun ve tüm
paydaşların, elbirliğiyle ortak bir çözüm geliştirmesinden geçiyor. Barilla
olarak biz bu konuda yürütülecek tüm çalışmaların içinde olmaya ve desteklemeye
devam edeceğiz.