Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

Recayi ÇAĞLAR

22162 görüntüleme

Recayi ÇAĞLAR (Yeniçağa Belediye Başkanı – Esnaf)

Doğum: 02 Ağustos 1964 Bolu / Yeniçağa

Okul: Yeniçağa İlkokulu, Gerede İmama Hatip Lisesi (ortaokul bölümü) ve Yeniçağa Ortaokulu, Endüstri Meslek Lisesi mezunu…

Meslek: Esnaf

Bulunduğu görevler: Milli Gençlik Vakfı Yeniçağa Şube kurucusu, Refah Partisi İl Yönetim Kurulu üyeliği, Fazilet Partisi İlçe Başkanlığı, AK Parti İlçe Yönetim Kurulu üyeliği, Yeniçağa Belediye Meclis Üyeliği, 2009-2014 yılları arası İl Genel Meclis Üyeliği, Halen Yeniçağa Belediye Başkanı…

 

YENİÇAĞ’NIN EFSANE BAŞKANI

 

Sultan Reşat zamanında Yeniçağa’ya göç eden Hacımülazım sülalesinden; yani öz be öz Yeniçağalı…

Çok zengin bir ailenin çocuğu olmadı ama kimseye muhtaç olmadan büyüdü…

Askerden gelir gelmez ilçede Milli Gençlik Vakfı’nı kurdu. Ardından Fazilet Partisi İlçe Başkanlığı, Refah Partisi Belediye Meclis Üyeliği derken, 2009 yılında AK Parti saflarından İl Genel Meclis Üyesi seçildi…

2014 yılında ise doğup büyüdüğü Yeniçağa ilçesine Belediye Başkanı olarak seçilmenin gururunu yaşadı…

Küçük bir büfeyle başlayıp markete çevirdiği iş yerini belediye başkanı olunca oğluna devretti…

Gezmeyi ve siyaseti çok seven, şimdilerde doğup, büyüdüğü ilçesine yaptığı hizmetlerle adından söz ettiren, Yeniçağa’nın başarılı belediye başkanı Recayi Çağlar’ın hayat hikayesi…

 

2 Ağustos 1964 tarihinde Yeniçağa’da doğan, öz be öz Yeniçağa’lı Recayi Çağlar. Şimdilerde hayatını adadığı ilçesine belediye başkanı olarak hizmet eden Recayi Çağlar hayat hikayesini şu şekilde özetledi; 

HACIMÜLAZIMLARDAN

Yeniçağa bildiğiniz gibi Eskiçağa’dan göç alan bir yer. Sultan Reşat zamanında Eskiçağa’da çıkan büyük yangınlar nedeniyle Yeniçağa’ya yeni bir yerleşim alanı kurulmuş. İsmine de Reşadiye denilmiş. Orada her eve Eskiçağa’dan göç eden her eve 40 altın, ev yapabilmesi için 400 metrekare yer vermek şartı ile buraya göç teşvik edilmiştir. İlk gelen ailelerden biri de biziz. Bize burada Hacımülazımlar derler. ilk gelen biziz, bizim dedelerimiz gelmişler buraya, burada yerleşim devam etmiş, ben de 2 Ağustos’ta Azmi ve Melahat’tan dünyaya gelmişim.

OKUL HAYATI

İlkokulu Yeniçağa’da okudum, Yeniçağa ilkokulunda. Ortaokulda Gerede İmam Hatip Lisesine gittim. Üçüncü sınıfta ayrıldım buraya geldim. Yeniçağa ortaokulundan mezun oldum. Sonra, Endüstri Meslek Liseleri o zaman revaçtaydı. İmtihana girdim, kazanamam diye Gerede Ticaret Lisesine kayıt oldum. Gerede Ticaret Lisesinde 15 gün okudum ama Endüstri Meslek Lisesini kazanınca oraya geçtim ve bitirdim. Ondan sonra açık öğretime gittim, okumadım bıraktım, lise mezunuyum. Askerden önce evlendim, iki tane oğlum var.  Biri esnaf. Ben de esnaflık yapmıştım, o benim esnaflığıma devam ediyor. Yeniçağa kolonyaları adı altında imalatımız vardı. Babamızla beraber üç nesil yaptık, üçüncü nesil devam ediyor. Bir oğlum da İstanbul’da öğretmen, rehber öğretmen olarak görev yapıyor. 

SİYASET ASKERDEN SONRA BAŞLADI

Askerden geldikten sonra siyasi faaliyetlerim daha da arttı. Ondan önce de vardı siyasi geçmişim ama bir yerde görev almadan. Askerden gelince burada Milli Gençlik Vakfını kurdum ben, kurucu başkanıyım. Refah Partisi yönetim kurulu üyeliği yaptım, sonra Fazilet Partisi ilçe başkanlığı. 1994’te Refah Partisinden belediye meclis üyeliği, 1999’da tekrar belediye meclis üyeliği, 2004’te tekrar belediye meclis üyeliği, 2009’da AK Partiden il genel meclisi üyesi olarak 2014’e kadar görev yaptım. 2014 Mart seçimlerinde de teşkilatımız beni belediye başkanlığına uygun gördü, biz de seçime girdik, Allah nasip etti, belediye başkanı oldum. Doğmuş, büyümüş olduğum memleketime hizmet etmekten gurur duyuyorum. Bu fırsatı veren Allah’a hamd ediyoruz. Bugüne kadar elimden geldiğince hizmet etmeye çalıştım, altı ay sonra, Allah sağlık sıhhat verirse, devam edersek ederiz, etmezsek yine devam edecek arkadaşlara yardımcı oluruz.

AİLE HAYATI

Ekonomik gücü yüksek bir ailenin çocuğu değilim ben. Benim rahmetli babam berberdi. Amcam da burada başka bir yerde çalışıyordu. Dedem genç yaşta ölmüş, ben kendi babamın dedesini ve babaannesini bilirim. Onlarla beraber iki katlı eski bir evde, dede babaanne, amca ve teyze. O da şöyle oluyor, bizim iki erkek kardeş, iki kız kardeşi almışlar. Hem teyze hem yenge var. İki tane amcaoğlum. Annem babam kız kardeşim kalabalık bir ailede yetiştim. Amcamların iş sebebiyle İstanbul’a gitmesi, giderken de gurbete gidiyor, orada muhtaç olmaması açısından burada ne var ne yok yükledik. O günden itibaren rahmetli annem ve babam bir aradaydı. Annem çok akıllı bir insandı, babam da çok çalışkan insandı. Babama yardım etti. Babam daha öncesinde Ankara’da bayan kuaförlüğü yapmış, İtalyan bir ustanın yanında. Burada, Bolu’da, Yeniçağa’da, Gerede’de, gelin saçı yapmaya giderlerdi. Sonra babam fotoğrafçılığa başladı. Üzüm sandığında merakla başlayan bir hikaye, yapılmayan bir iş. Mesela, fotoğrafı tab ediyor, yanmış. Onu bir röntgen teknikerinden öğrendi. Berber olduğu için, bizim işyeri de yol kenarındaydı. Gelene gidene ne iş yaparsın, sohbet ardından, röntgen teknikeri olduğunu öğrenince fotoğrafın niye böyle olduğunu sormuş. İşin püf noktasını ondan öğrenmiş. Sonrasında babam yıllarca burada fotoğrafçılık yaptı. Gündüz berberlik yapar, vesikalık fotoğraf çeker. Üzüm sandığında tab eder. Öyle öyle, İtalyan ustadan öğrendiği şeylerle kolonya imalatına başladı. O günden bu güne kolonya imalatımız devam ediyor. Çok zengin aile çocuğu değildim ama ailem beni ele muhtaç etmedi. Mağdur olmadan, çalışarak, aile bağı kurarak, kız kardeşim ile beni büyüttüler. Biz de onlara layık olmak için elimizden geleni yaptık. Hayat böyle devam etti.

İKİ ÇOCUK BABASI

Babamın Azmi, annemin ismi Melahat, kız kardeşimin ismi de Meral. Kız kardeşim okudu. Onu amcamların yanına gönderdik. Sonra Bolu’da iki yıllık öğretmen okulunu okudu. Öğretmen oldu, evlendi, iki tane çocuğu var. Hayat böyle devam etti. Ben de askere gitmeden evlendim, iki tane çocuğum oldu. Biri de yine ben gibi askere gitmeden önce evlendi, şimdi torunumuz var, 13 – 14 yaşında torunumuz var. Kısa bir zamanda çok şeyler Cenabı Allah bana nasip etti. İyi bir anne baba verdi, iyi bir eş verdi, eşimin ismi de Nihal 35 yıllık evliyim 35 yıldır hiçbir problem yaşamadık. Allah ondan razı olsun. İki tane evladımın ikisi de dört dörtlüktür. Bizi hiçbir konuda utandırmadılar. Memleketime hizmet etmek için bir makam verdi. Çok güzel şeyleri Cenabı Hak bana lütfetti.

İŞLERİ OĞLUNA DEVRETTİ

Ben aynı zamanda okula giderken, babamın berber dükkânında berberlik de yapardım, sanat öğrenmek için. Boyum kısa gelirdi, ayağımın altına kasa koyardık. Kasa ile tıraş etmeye başladım. Berber diplomalarım da var. İstesem bir dükkân açabilirim. Ticarete, para kazanmaya okul yıllarımda beri başladım. Biz hiç çalışmayı bırakmadık. Askerden geldikten sonra da babam kendi dükkânının karşısında bana küçük bir büfe ayarladı, bir büfe açtık. Derken, işi büyüttük, markete çevirdik. En son da belediye başkanı olunca oğluma devrettim işyerini. Marketçilik çok zordur, sabah girer akşam çıkarsın, cumartesi pazarın olmaz, hastalığın düğünün olmaz, yorucu bir iştir. Bir kişi ile yapılacak iş değil. Bunu yaptık, belediye başkanı olduk oğlumuz devam ediyor. 

SİYASETE MERAKI HEP VARDI

Her insanın bir merakı vardır. Kimi balık tutmayı sever, av merakı vardır. Kimisinin gezme merakı vardır, kimisinde oyun merakı vardır. Bizim de yaratılışımızda risk alma var. Topluma hizmet etme, insanlara yardım etme gibi duygular taşıyormuşuz demek ki. 80’lerden önce Türkiye’de farklı şeyler vardı. Sağcı, solcu gibi tipler vardı. Biz de o zaman İmam Hatip’e gittiğimiz için biz de böyle dini duyguları ağır olan bir grubun mensubuyduk. O zamandan başlayan bir şey. Askerden gelince de Milli Gençlik Vakfını kurduk, oradan başladı siyasi yaşantımız. Siyasete yönlendiren insanlar da çıkıyor tabi ki, toplumda yaşını almış, sende bir ışık gören adam seni yanına çekmek ister. Bizim de meylimiz vardı zaten siyaset öyle başladı. Siyasete girdiğinizde kolay kolay da çıkamazsınız. Biz de, bu yaşımıza kadar devam ettik. Altı ay sonra aday olursak devam edeceğiz. Olamazsak da artık siyasi hayatımıza son vermiş olarak münzevi bir hayata devam edeceğiz. Siyaset olur ama bu kadar faal olmaz. Siyaset en yorucu iştir. Kendi dertlerinle uğraşırsın, onlar yetmez, herkesin derdi ile uğraşırsın. Mesela ben Yeniçağa’da herkesin derdi ile uğraşıyorum. Hem negatif şeyler geliyor bana. Pozitif gelen bir şey yok, sen bunu hep topluyorsun. Sen de insansın en nihayetinde ve bu sizi etkiliyor, yoruyor, strese sokuyor. 

HOBİLERİ

Benim hobim gezmektir. Gezmeyi severim. Fırsat buldukça gezerim. Asıl hobim siyaset işte. Belediyecilik ayrı bir hobidir. Yurt dışına gidiyorsun mesela. Belediye ne yapmış, yol nasıl, tretuvar nasıl, çiçekleri nasıl yapmış? Görselleri nasıl oluşturmuş, bina nasıl imar nasıl buna bakıyorsun. Bizim hobimiz de bu.

DOĞALGAZI YENİÇAĞA’YA GETİRDİ

Yeniçağa’nın imarı çok düzgündür. Belediyemiz de küçük bir belediye. İlk geldiğimiz zamandan beri altyapıyı tamamlamaya çalıştık ve tamamladık. Doğalgazı getirdik. 5 bin nüfuslu bir yere kolay kolay doğalgaz gelmiyor. Mücadele ile getirdik. Asfalttı, tretuvardı, elektrik hatlarının yeraltına alınmasıydı. Cebimizdeki beş lira ile ekmek aldık karnımızı doyurduk. Bundan sonra kravat almaya başlayacağız.

SAĞLIK VE HUZUR…

Benim hayat felsefem şu; doğru olursan, doğru hiçbir zaman kaybetmez. Yalan söylersen yarın karşına çıkar. Adamı bir sefer kandırırsın, ikinci sefer insanlar senin yalan söylediğini anlarlar. En mutlu olduğum şey nedir biliyor musunuz? Bir insana, topluma bir şey yaptığınızda, o insan Allah senden razı olsun, bu doğalgazı getirdin, kömürden bizi kurtardın, ekonomimize katkı sağladın, teşekkür ederim dedikçe insanlar en çok mutlu olduğum şey bu benim. Aile mutluluğu farklı bir şey ondan bir sıkıntımız yok. Hayatta en güzel şey birincisi sağlık, ikincisi huzur. Sağlık olmazsa, huzurun olmaz. Huzurun olmaz, sağlığın olmaz, işlerin de rast gitmez. Hayatın düzenli olmaz. sağlıklısın, huzursuzsun, evliliğinde problem var mutsuzsun, işyerinde problem var mutsuzsun, bu insana ne kadar yaşama sevinci verir ki. Allah’ın haram kıldığı işleri işlemezseniz, yapmazsanız her zaman mutlu olursunuz. Allah’ın yapma dediğini yaparsan, yaptığın zaman hem dünyada, hem de ahirette mutlaka bunun sıkıntısını çekersin. Çoğunu da Allah affeder. Cenabı Allah merhametinden dolayı kullarına ceza vermez. Onun için mutluğun anahtarının burada olduğunu bileceksin, öleceğini bileceksin, Cenabı Allah ona göre kurallarını koymuş bu kurallara göre de yaşayacaksın. Yaşamazsan ne olur? Hem dünyada hem de ahirette mutsuz olursun.