Ahmet Yoltaş yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
Ahilik; bir yandan bireylerin ahlaki erdemler bakımından
donanımlarını, onları karakter sahibi bireyler yapmayı amaçlarken öte yandan da
bireylerin oluşturduğu aileden millete ve hatta tüm insanlığı kapsayarak bütün
toplumsal yapıların huzur, barış, paylaşım ve esenlik içinde yaşamalarını amaç
edinen bir insanlık kurumudur. Ahiliği sadece tarihi görevini gerçekleştirip,
tarihin derinliklerine gömülmüş bir kurum olarak görmek hata olur. Çünkü ahilik
kurumu insanlığın her zaman ve zeminine hitap edecek malzemeye sahip,
paylaşımcı bir üretim ve ekonomi modelini savunan, çağlar üstü bir değerler
sisteminin adıdır.
Bugün dünyada ve ülkemizde hakim olan kapitalist ekonomik
düşünce gereği, birey ve işletme faaliyetinin tek hedefi kâr maksimizasyonu ve
para kazanma üzerine kurgulanmaktadır. Lâkin şirketler, sadece bilançolarında
gösterebildikleri kârları ile başarılı sayıldıkları günümüz sisteminin
sorgulandığı yeni bir yapıya da günden güne daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Buna paralel olarak merkezinde, çalışma ortamındakilere whistleblowing,
mobbing, kayırmacılık ve rüşvet gibi modern iş dünyası hastalıklarıyla zarar
vermeden, sorumlu ve erdemli iş yapabilme kavramını barındıran, iş ahlâkı
kurallarının ön planda olduğu ve modern iş dünyasındaki çalışma kültürleri ve
kurum kültürlerinin temelini oluşturduğu yeni bir yapıya doğru geçişin
başlangıç noktasında olduğunu söyleyebiliriz. Bu yeni yapının belirleyici
aktörleri hiç şüphesiz sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, rekabete
değil paylaşıma dayalı anlayışa sahip, temeline insana saygıyı esas alan
erdemli bireyler ve yöneticiler olacaktır.
Kendinden çok başkalarını düşünen, en az kendisi kadar
başkalarının da hak ve hukuklarını kollayan bir insan modeli ortaya koyan
Ahiliği, tam da bu noktada her zamankinden daha çok anlamaya mecburuz.
Ahiliğin model olarak ekonomik yapısı ve çalışma kültürünü
incelerken, sivil toplum kuruluşu özelliğini de dikkate almak gerekir. Ahilik
yüzyıllarca Anadolu topraklarında egemen olmuş, insan merkezli bir yönetim
anlayışını benimseyerek, bireylerin mutluluğu ve toplumun düzeni için var
olmuştur. Yönetim organlarını seçimle iş başına getirerek şeffaflık
prensiplerine göre sağlamıştır. Yönetimin her kademesinde varlığını
hissettirmiştir. Haksızlık karşısında tepkisini dile getirmekten asla
çekinmeyen bir kurum olmuştur. Ahi Evren’in kurmuş olduğu Ahi birliklerinde Ahi
Baba, Kethüda ve yiğitbaşı esnaf birliğini temsil ederlerdi. Bu temsil mesleki
ve hukuki alanları kapsardı. Mesela debbağlık(dericilik) mesleğinde deri temin
edilecek kesimhanelerden esnaf birliği hissesine düşecek derilerin tedarik
edilmesini yönetirdi. Derileri dericilere bölüştürür, her deri üreticisinin
deri dağıtımından alacağı hisseleri belirlerdi bu tekelleşme ve monopol
oluşumların meydana gelmemesini sağlardı. Ayrıca birlik temsilcileri kalfalık
ustalık terfilerini yaparlardı, esnaf birliği işleyişinin uygulaması esnasında
kurallara uymayanları uyarır, meslekten men edebilir hatta gerekli görürse
kadılığa/mahkemeye konuyu intikal ettirirdi. Bu fonksiyonuyla birlik
temsilcilerinin ve ahi babanın tarihte ombudsmanlık, kamu hakemliği veya
arabuluculuk görevlerini de üstlendiklerini söyleyebiliriz. Üretici-tüketici ve
tedarikçi arasında meydana gelen anlaşmazlıklar ahi birliklerinde çoğu zaman
yargıya intikal ettirmeden çözümlenmiştir.
Sonuç olarak ahiliği tarihte o çağların şartları içinde
uygulanan kurallar çerçevesinde değerlendirip tarihin derinliklerinde bırakmak
yerine, ahiliğin tüm olumlu söylemleri ve uygulamaları ile günümüze ışık
tutması gerektiğini, her devlete ve her sisteme, her çağda vereceği daha çok
mesajlar olduğunu düşünüyoruz. Bu sayede terör, işsizlik, yolsuzluğun olmadığı
tüm dünyada güce sevginin yerini; sevginin gücünün alacağı bir düzen dileğiyle
sevgiyle kucaklaşmak tekrar başlangıcımız olsun.
Tüm esnaf ve sanatkarımızın AHİLİK haftasını kutlar yüce
ALLAH tan helalinden bol kazançlar dilerim.
‘’S.S. Bolu Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet
Kooperatifi Başkanı Ahmet Yoltaş’’