Haber: ASLI AKIŞ
Günümüzde alternatif tıp şeklinde adlandırılan, Peygamber
Efendimiz (sav)’in sünneti olarak bizlere kalan bir tedavi şekli olan Hacamat, özel kupalar ile deri altına birikmiş kanın
steril şartlarda deri üzerine çizikler atılarak, vakumlanarak dışarı alınması
işlemi olarak bilinmekte.
Uzman kişiler tarafından yapılan ve büyük ilgi ile talep
edilen Hacamat hakkında bilinmeyenleri sorduk Uzm. Dr. Özgür Aslan merak
edilenleri anlattı.
HACAMAT NEDİR? HANGİ
BÖLGELERE UYGULANIR?
Özgür Aslan, Hacamatın yaklaşık 4 bin yıllık bir geçmişi
olduğunu belirterek; “Kupa tedavisi günümüzün bir tedavisi değil yaklaşık 4 bin
yıl öncesine dayalı dünyada birçok yerde yaşayan insanların kullandığı sırttan
uygulanan kuru kupa ile ve İslamiyet’ten sonra da Hacamat dediğimiz kupanın bir
kısmında çizilip kan alınarak yapılan bir tedavidir. Geleneksel bir tedavi
yöntemidir. Genellikle bu Hacamatı akupunktur noktalarına uyguladığımız için
vücutta sırttan, bacaktan, koldan yani belli noktalardan yaptığımızda belirli
hastalıklara iyi gelen tedavi yöntemidir” diye konuştu.
HACAMAT NE ZAMAN
YAPILMALI?
Birçok tedaviyi destekleyici olarak kupa uygulamasının
yapıldığının altını çizen Aslan; “Hacamat yapılması için kişilerin herhangi bir
hastalığının olması gerekmiyor. Normal sağlığının devamını getirmek, sağlığını
koruyabilmek için Hacamat yapıyoruz buna da tarama hacamatı diyoruz. Bizde
sünnet Hacamatı peygamber efendimizde yaptırırmış. O Hacamatı yılda iki defa
özellikle mevsim geçişlerinde ilkbahar ve sonbaharda genel vücudu, sağlığı
koruyabilmek için yapıyoruz. Kuru kupa tedavisini ve Hacamatın diğer
tedavilerini ise özellikle sırt, bel ağrısı, bel fıtığı, migren, halsizlik,
yorgunluk, uyku bozukluğu gibi hastalıklarda çok sık kullanıyoruz” ifadelerini
kullandı.
DİKKAT EDİLMESİ
GEREKEN NOKTALAR NELERDİR?
Hacamat tedavisi uygulaması öncesinde yapılması gerekenleri
vurgulayan Aslan; “Hastayı tedavi öncesinde bir değerlendiriyoruz. Hasta önce
başvuru yapıyor, gelen hastayı değerlendirdikten sonra biz hastaya hangi tür Hacamat
yapacağımıza karar veriyoruz. Bunun notunu alıyoruz. Daha sonra hastaya bir
diyet veriyoruz. 24 saat öncesinden et, balık, tavuk, yumurta, tereyağı, peynir
gibi hayvansal gıdaları kesiyoruz. 24 saat öncesinden hayvansal gıdayı kesen
hasta ertesi gün bize gelmeden önce de 3 saat açlık istiyoruz. Hafif bir
kahvaltı yaptıktan sonra 3 saat açlık ile bize geliyor biz o sırada hastanın Hacamat
tedavisini yaptıktan sonra 2 saat daha açlık istiyoruz. Hasta sonra o günde hayvansal
gıda diyetine uysun, Hacamattan sonra 2 saat uyumasın başka bir isteğimiz yok.
Bu arada bu açlık süresinde su içilebilir. Zaten Hacamat kendi tedavi yöntemini
gösterir hasta rahatladığını farkeder.
Hiç Hacamat yaptırmamış bir hastaya 65 yaşından sonra çok
fazla hacamat yapmıyoruz. Bu hastaları özellikle değerlendiriyoruz. 65 yaşını
geçmiş düşkün, çok fazla kansızlığı olan hastalara Hacamat yapmıyoruz. Geriye
kalan tüm hastalarda da 18 yaş altını hariç tedavilerini yapıyoruz” şeklinde
konuştu.
HACAMAT NASIL
YAPILIR?
Aslan,
Hacamat tedavisinin nasıl uygulandığı anlatarak; “Tedavi esnasında kupaları
yerleştirdikten sonra vakum uyguluyoruz. Vakum ile birlikte cilt altında kanın
birikmesini bekliyoruz. Yaklaşık olarak 10-15 dakika sonra hasta Hacamat yapmak
için hazır oluyor. İlk Hacamat yaptıran hastaya çok fazla kupadan kan almayıp
hastayı yormak istemediğimizde dolayı İbn-i Sina’nın uyguladığı güneş
hacamatını yapıyoruz. Tek kupan kan alıp diğer geriye kalan kupaları kuru kupa
olarak kullanıyoruz. 15 dakika sonrasında kupalarda hafif olarak ciltte renk
değişimi ile birlikte kan biriktiğini görüyoruz. Daha sonra kuru kupaları
kaldırıp ortada kalan kupaya Hacamatı yapıyoruz. Hacamatı yaptıktan sonra yine
15 dakika daha bekleyip oradaki gerekli kanı alıyoruz. Son olarak ozonlanmış
kantaron yağından sürüyoruz ve pansuman ile kapatıyoruz. Hastanın 24 saat
boyunca pansumanının açmamasını istiyoruz. 24 saat sonunda duşunu alıp normal
hayatına devam edebilir” açıklamasında bulundu