İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda düzenlenen
söyleşiye; Bolu Valisi Ahmet Ümit, BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı,
Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Cemil Sarıcı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin
Gündüz, akademisyenler ve idari yetkililer, Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri
ve öğretmenler katıldı.
Söyleşinin selamlama konuşmasını yapan Bolu İl Milli Eğitim
Müdürü Cemil Sarıcı, Bolu Maarif Söyleşileri’nin ilkini üniversitemizde
düzenlemekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Değerli hocama, yoğun
programlarına rağmen bizlere vakit ayırmasından dolayı; Sayın Valime
programımızı onurlandırdıkları için; Üniversitemize ve Sayın Rektörümüze,
bizlere kapılarını ve gönüllerini açtıklarından dolayı şükranlarımı arz
ediyorum.” dedi.
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, “Gölgeyi anlamak için ‘ışık’ı bilmek:
Bir gelecek bilinci olarak hafıza üzerine…” temalı bir söyleşi
gerçekleştirdi.
“Hafıza, bir milletin tecrübesine, anlam ve merak dünyasına
dahil olmaktır.” diyen Prof. Dr. Fazlıoğlu, özetle “Yerin üstündekilerle
yetinen bir millet, köksüzdür; yerin altı da çok önemlidir. Milletleri millet
kılan yerin üstündekiler değil, yerin altıdır. Hafızayı bunun üzerinden
anlatmaya çalışacağım. Yahya Kemal Beyatlı’ya soruyorlar 1950’de, İstanbul’un
nüfusu kaç milyon diye? ‘80 milyon’ diyor. Türkiye’nin nüfusu 18 milyon o
tarihlerde. Biz, ölülerimizle yaşayan bir milletiz. İstanbul dediğiniz,
toprağın altındakilerle birliktedir. Biz, hafızamızı geriye doğru
taşıyamıyoruz. İstanbul’un çeşitli mahallelerinde kimliğini saklayarak iyilik
yapan bir kişiyi, Robin Hood’a benzeten bir milletin mensubiyeti, Türk tarihi
olamaz. Bir Alman, bir Fransız bunu yapmaz. Hangi konuda olursa olsun sizin
örnekleriniz, masallarınız, misalleriniz, meseleleriniz, temsilleriniz hangi
kültüre aitse, siz o kültüre aitsinizdir. Bu, bilimseldir. Bizim sorunumuz da
hafızamızı ne kadar geriye taşıyabildiğimizle alakalıdır.” diye konuştu.
“HAFIZASI OLAN
MİLLETLERDEN KORKULUR”
Prof. Dr. Fazlıoğlu, özetle şunları söyledi: “Klasik
Türkçede bir kelime var, ‘Hatıra’. Bu kelime aynı zamanda ‘tehlike’ demektir.
Çünkü hafızası olan milletler tehlikelidir. Aliya İzzetbegoviç hafızası olan
milletlerin medeni millet olduğunu, böyle milletlerin karşı taraf için artık
tehlikeli ve korkulur olduğunu ifade eder. Peki biz ne kadar tehlikeliyiz,
hatıralarımız ne kadar? Eğer hafızanda, zihninde bir iz varsa anlarsın.
Hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim, bunu büyük ölçekte tekrar düşünelim. Yani
sanatta, şiirde, siyasette, bilimde hafızamızı kaybedersek neyi anlayacağız?
Fehm etmek yani anlamak geçmişe doğru çalışır, ilim geleceğe doğru çalışır. Bu
çok önemli bir ayrımdır. Bir şeyi anlamak demek, aslında karşılaştığın bir olgu
olayın zihninde bulunanlara refere edilmesi, atıfta bulunulması ve yakalanması
demektir. Eğer zihninde olgu olayla ilgili tecrübe yoksa onu kavrayamazsın.
Çünkü anlamak hep geriye doğrudur. Herhangi bir olgu olayı, hangi alana dahil
olursa olsun, bizim yakalayabilmemiz için onu yakalayabilecek bir kavram
modelinin zihnimizde hazır olması lazım.
“MEDENİYET
TARİHİMİZDE ORTA ASYA VE İSLAM’I UNUTMAYALIM”
Bugünkü bilimi kuran, matematik bilimini kuran Babillerdir.
Bizim hafızamız en fazla Yunan’a kadar gidiyor, çünkü öyle öğrettiler. Çünkü
ari olan, ilk medeni kavim Yunanlılar. Bu yüzden diyorlar ki, Yunanlılardan
başlar her şey. Bizim bütün zihnimiz Yunan-Latin mantığına göre çalışıyor.
Çünkü olgu olaylara bakarken medeniyet tarih yazıcılığı dediğimiz disiplin
içerisinde bize öğretilen bu olduğundan dolayı. Burada uzmanlıktan
bahsetmiyorum. Bilincin eşlik etmediği, bizi açığa çıkaran davranış biçimleri,
kullandığımız kavramlardan bahsediyorum. Bu anlamda zihnimizde geriye doğru
gittiğimizde Yunan’a denk geliyor. Peki, Orta Asya nerede? Hadi onu geçtik,
İslam nerede? Mesela Çin’e etkimizi kimse bilmez. Çin hat sanatının inşa
edilmesinde 5 büyük Müslüman Çinli hattat var. Çin astronomisinin kuruluşunda
keza öyle. Çin’in yükselişinde İslam’ın rolü vardır.”
Soru cevap bölümünün ardından Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’na
Vali Ahmet Ümit tarafından plaket takdim edildi. Söyleşi, kitap imza
etkinliğinin ardından sona erdi.