HORLAMA NASIL MEYDANA GELİYOR?
Horlama, solunum esnasında
havanın herhangi bir nedenle daralmış olan yutak ve geniz boşluğundan geçmesi
ve çevredeki yumuşak dokuları titreştirmesiyle ortaya çıkan gürültülü ses
olarak tanımlanıyor. Kadınlarda yağlanma daha çok kalça bölgesinde görülürken,
erkeklerde boyun ve karın çevresinde olması nedeniyle erkeklerde horlamaya
meyil artıyor. Kadınların kas yapısındaki farklılıklar da horlamada kadınlar
için avantaj oluyor.
HORLAMAK BİR HASTALIK MI?
Uykuda nefes kesilmesinin
olmadığı horlama kişiye herhangi bir zarar vermez. Eğer horlamayla birlikte
uykusuzluk, güne sarkan sersemlik hissi, yorgunluk, konsantrasyon kaybı gibi
şikayetler varsa bir hastalık olarak görülmeli. Basit horlamanın tedavisi
nedene yönelik oluyor. Kilo verme, sigara ve alkolü bırakma, egzersiz ve yüksek
yastıkla yatma gibi basit önlemler başlangıçta denenebilir. Ama burun
tıkanıklığı ya da yumuşak damak-dil kökünden kaynaklanan bir sorun varsa bunu
mutlaka ayrı olarak ele almak ve tedavi etmek gerekiyor.
UYKU APNESİ NEDİR?
Uyku apnesi, uykuda soluk
durması demektir. Nefes durmaları gece boyunca sık olarak tekrarlayabiliyor.
Genç erkeklerde yüzde 4 oranında görülürken, bu oran 60 yaş üstündeki
erkeklerde yüzde 28’lere ulaşıyor. Kısa boylu, şişman-göbekli, kısa boyunlu
erkekler risk altında. Özellikle büyük dil, yüksek sert damak, sarkık yumuşak
damak, uzun küçük dil, küçük ve geride çene yapısı, büyük bademcikler, burun
etleri gibi sorunlar hastalığa zemin hazırlıyor.
HORLAMA VE UYKU APNESİ BEDENİ NASIL ETKİLİYOR?
Uyku apnesi; kalp
krizinden felce, cinsel fonksiyon bozukluğundan obeziteye kadar birçok
hastalığı tetikliyor. Uyku kalitesi bozuluyor. Kişi sabahları dinlenmiş
kalkamıyor. Kendini yorgun ve halsiz hissediyor. Gün içinde fırsat buldukça
uyuklamalar yaşanıyor. Sabah şiddetli ağız kuruluğu ve baş ağrısı, sinirlilik,
konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, gece terlemeleri ve cinsel istekte azalma
ile iktidarsızlık belirtilerden bazıları. Bunların dışında kalp ve beyin gibi
hayati organlara daha az oksijen gitmesine bağlı olarak kalp krizi ve özellikle
gece gelişen inme riski artıyor. Ayrıca uykudaki nefes durmaları sırasında veya
sonunda kalp atımında düzensizlikler hatta ilerlemiş olgularda kısa süreli
durmalar, nabız hızında ve kan basıncında yükselmeler olabiliyor.
UYKU APNESİ TEŞHİSİ NASIL KONUYOR?
Eğer uyku apnesinden
şüpheleniliyorsa tanının kesinleştirilmesi ve hastalığın şiddetinin
belirlenmesi için uyku testi şart. Uyku laboratuvarında tüm gece uyku incelemesi
yapılmalı ve birçok parametre kaydedilerek değerlendirilmeli. Uyku
laboratuvarında hastanın ne zaman uyanık, ne zaman uykuda olduğu, uykunun hangi
dönemlerinde bulunduğu ve bunların gece içindeki oranları belirleniyor. Bunun
için elektroensefalografi, göz hareketleri, ayrıca çene ve bacaklardan kas
aktivitesi kayıtları, solunum olaylarının belirlenebilmesi için de ağız-burun
solunumu, göğüs ve karnın solunum hareketleri, kan parsiyel oksijen basıncı,
kalp atımı gibi birçok parametre, baş ve vücuda yerleştirilen elektrod, kemer
ve diğer sensörlerle kaydediliyor.
UYKU APNESİ NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
Öncelikle kişinin özel
hayatında bazı önlemler alması gerekiyor. Ayrıca uygun hastalarda CPAP denilen
pozitif basınçlı hava maskesi kullanılabiliyor. Ağız içi aparatlar da bazen
faydalı oluyor. CPAP ile ağız içinde sürekli bir pozitif basınç yaratıp
dokuların gevşemesi önlenir ancak hastaların bu cihaza uyumları oldukça
sıkıntılı oluyor.
CERRAHİ TEDAVİ NE ZAMAN ÖNERİLİYOR?
Cerrahi tedavinin başarısı
doğru hastada doğru ameliyatı yaptığınız zaman var. Eğer burunda ileri derecede
tıkanıklık varsa; burun kemiği eğriliği ve burun eti büyümesi ameliyatla
düzeltilmeli. Dil kökü ve yumuşak damak problemi olanlarda daha dikkatli bir
yaklaşım gerekiyor. Cerrahi yöntemler arasında en sık uygulananı UPPP
ameliyatı. Bu ameliyat ile bademcikler, küçük dil ve yumuşak damak başta olmak
üzere üst solunum yolundaki yumuşak doku fazlalıkları azaltılmaya ve dokuların
gerginleştirilmesi amaçlanıyor. Bu yöntem her zaman kesin sonuç vermeyebilir,
yıllar sonra horlama ve apne tekrar ortaya çıkabilir. Bu nedenle seçilmiş
hastalarda yapılması daha uygun oluyor. Bunların yanı sıra dili askıya alma,
dil köküne radyofrekans uygulaması ve çene ilerletme ameliyatları da uygun hastalarda
uygulanabiliyor.
UYKU APNESİNE KARŞI ALINABİLECEK KİŞİSEL ÖNLEMLER VAR
MI?
Öncelikle kişinin sosyal
alışkanlıkları kontrol altına alınmalı, sigara ve alkol kesinlikle bırakılmalı.
Gece hafif yiyecekler yenilmeli, un ve şekerden uzak durulmalı, eğer obezite
varsa kilo verilmeli. Düzenli olarak yürüyüş, yüzme ve egzersiz yapılmalı.
TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUYOR?
Uyku apnesi olan bir
kişide kandaki oksijen miktarı normale göre azalıyor. Zaten uykusuzluk ve
yorgunluk yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bunun dışında kalp-dolaşım
sistemi ve beyinle ilgili hayati önem taşıyan bölgelere temiz kan gitmiyor. Bu
da kalp krizinden ani felce, hipertansiyondan cinsel fonksiyon bozukluğuna
hatta obeziteye kadar pek çok hastalığın oluşumunu tetikliyor. Bu yüzden eğer
varsa uyku apnesi tanısının gecikmeden konulması ve mutlaka tedavi edilmesi
gerekiyor.