Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr.
Fatih Özçelik tarafından 2017 yılında yayımlanan ‘1944 Bolu-Gerede Depremi ve
Sonuçları’ adlı araştırmasında depremin o dönem ki resmi kayıtları ve gazete
arşivlerinden alınan bilgilerle, depremin bilinmeyenlerini gözler önüne
seriyor.
1 Şubat 1944 tarihinde, sabah saat 06.23’de 7.4 şiddetinde meydana gelen
deprem, başta Gerede olmak üzere, Bolu’nun bütün ilçelerinde, Ankara’nın bir
bölümünde, Zonguldak ve Çankırı’da şiddetli bir biçimde hissedilmiştir.
Cumhuriyet döneminin en şiddetli ve en yıkıcı depremlerinden biri 1 Şubat
1944 günü meydana geldi. 7.4 şiddetinde ki bu depremin merkez üssü Bolu’nun
Gerede ilçesiydi. Deprem sabah 06:23’te meydana geldi. Yurdun geniş bir
kısmında hissedildi. Deprem, Abant’tan Ilgaz’a kadar 200 km uzunluğunda ve 25
km genişliğinde bir alan içerisinde gerçekleşti. Büyük can kaybı ve ağır yapı
hasarı bu alan içerisinde gerçekleşti. Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre
de aynı gün akşam saatlerine kadar 22 irili ufaklı artçı sarsıntı meydana
geldi.
Deprem; Çanakkale, Dikili, Kula, Simav, Yenişehir, Kayseri, Turhal, Sinop,
Sivas, İzmir, Antalya, Terme, Şarkikaraağaç, Gümüşhane ve Erzincan’da hafif
hissedildi. Depremin şiddetli fakat diğer yerlere göre daha az zararlı geçtiği
yerler Kastamonu, Çorum, Zonguldak, Amasya, Bursa, Kırşehir, Sivrihisar,
Eskişehir ve İstanbul’dur. Depremde insan ve bina kayıplarının fazla olduğu
yerler: Bolu, Gerede ve Düzce kazaları, Çankırı’nın Çerkeş, Zonguldak
vilayetinin Safranbolu kazası. Deprem ülkemizin adeta dört bir yanında
hissedilmişti.
Telgraf ve telefon hatlarının depremden zarar görmesi nedeniyle Gerede’de
deki durum hakkında ilk etapta bilgi almak mümkün olamadı. Ayrıca depremin kış
mevsiminde meydana gelmesi, yolların karla kaplı olması ve kar yağışının
aralıksız sürmesi depremin etkilediği mıntıkalardan istenen bilgilerin geç
gelmesine de sebep oluyordu. Hatta bazı köy yollarının aşırı kar yağışı
dolayısı ile kapanmış olması köylerden uzun süre haber alınmasına da engel
oldu. Yetkililerce Gerede ve köylerinde ev hasarının oldukça fazla olduğu,
insan kaybının az olduğu düşünülmekteydi. İçişleri Bakanlığı’nın Başkanlığa
gönderdiği bir yazıda deprem bölgesinden gelen ilk bilgilere göre Gerede’de 100
ölü, 200 yaralı vardı. İçişleri Bakanlığı depremi haber alır almaz Bolu
Valisi’ne Gerede’ye gitmesi ve Vali’nin koordinasyonu oradan yapmasını istedi.
Ancak yoğun kar yağışı Bolu Valisi’nin Gerede’ye ulaşmasını bir hayli
geciktirdi. Adapazarı-Gerede yolu yoğun kar yağışı nedeni ile 3 gün kapalı
kaldı. Bu durum İstanbul yönünden gelecek yardımların Gerede ve diğer deprem
bölgelerine ulaşmasına engel oldu. Yolun açılmasını sağlamak ve depremzedelere
yardım etmek amacıyla askerler kamyonlarla Gerede’ye yardıma gönderildi. Yolun açılmasıyla
birlikte yardım malzemeleri Gerede’ye ulaşmaya başladı. Ayrıca Kızılay
tarafından da bir hastane açılarak yaralıların tedavisine kısa sürede başlandı.
İlk 24 saat içinde 200 yaralının tedavisi yapıldı. Yine Kızılay tarafından
bölgeye ilk etapta 500 çadır ve çeşitli malzemeler gönderildi. Ankara’dan 2
sıhhi ekip daha görevlendirildi.
Deprem neticesinde ölen kişi sayısı her geçen gün artıyordu. 2 Şubat günü
310 olan ölü sayısı 5 Şubat itibariyle 514’e ulaştı. Gerede’de tüm binalar
yıkılmış yalnız Cumhuriyet Halk Partisi binası sağlam kalmıştı. Bu binada
hastane binası hâline getirildi. Ortancalar, Denizciler, Sediller, Kaliller,
Çitliler köylerinde zaiyat ve yıkıntı diğer yerlere göre nispeten daha
fazlaydı. Depremin üzerinden beş gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ enkaz altında
bulunan insanlar vardı. Tekkeköy halkından bir vatandaş Kızılay müfettişini
bularak “Köyümüzün bütün halkı enkaz altındadır. Aman bizi kurtarın” diyerek
yalvarmış ve ağlamıştır. Başmüfettiş de derhal 20 süvari ve bir sıhhiye ekibiyle Gerede’ye
6 saat mesafede bulunan köye hareket ederek enkaz altında kalanların
çıkartılmasını sağlamıştır.
Gerede’ye 200 çadır gönderilmiş olmasına rağmen köylere çadır
gönderilemedi. Köylerdeki felaketzedelere ve şehir merkezinde çadır
verilemeyeceklere baraka yapılması gerekiyordu. Bundan dolayı Gerede’ye birkaç
ton çivi gönderilmesi istendi. İstenilen çivi miktarı hakkında net bir bilgi
söylenemiyordu. Çünkü bir kısım halk kendi enkazlarından çıkardıkları çivileri
kullanıyordu. Ayrıca deprem nedeniyle memlekette çivi tedarikinde sıkıntılar da
başladı. Devlet bu konuda türlü tedbirlere başvurdu. Bu durumdan istifade
etmeye çalışan bazı fırsatçılar ellerindeki az miktardaki çivileri 285 kuruşa
kadar sattıkları duyuldu. Filmaşin,29 tel ve çivi ihtiyacı bulunuyordu. Her ne
kadar ülkede tedarik etmek istenilen kadar çivi üretebilecek yer olsa da
filmaşin tel üretecek bir tesis bulunmuyordu. Bundan dolayı Amerika’dan 3
bin ton filmaşin tel alımı talep edildi.
8 Şubat itibariyle Gerede’de yavaş yavaş normal hayata dönülmeye başlandı.
Çarşı açıldı ve geçici baraka inşasına başlandı. Çadır kurma işine de devam
edildi. Gerede’de yıkılmamış evler dahi oturulamayacak bir hâlde bulunduğundan
halk tamamen çadırlarda ya da yapılan barakalarda yaşamlarını sürdürmeye
çalışıyordu. Köylerdeki ağır yaralılar da merkeze getiriliyor; ihtiyaç
duyulursa da peyderpey İstanbul veya Ankara’ya sevkleri gerçekleştiriliyordu.
Bolu- Merkez
Depremde Gerede’den sonra en çok zarar gören yer Bolu oldu. Şehre elektrik
veren direklerin sarsıntıda zarar görmesi nedeniyle elektrikler kesildi.
Telgraf ve telefon hatları da zarar gördü ve kullanılamaz hâle geldi. Bu durum
Bolu’dan uzunca müddet sağlıklı bir haber alınmasına engel oldu. Bu
sebeple de İstanbul ve Ankara’ya depremin meydana getirdiği zarar hakkında
birbirini tutmayan haberler gidiyordu. Kar yağışının yoğun bir şekilde
sürmesinden ötürü de yollar kapalıydı. Ancak gün içerisinde büyük gayret sarf
edilerek yolların açılması sağlandı ve yardım ekipleri öğleden sonra Bolu şehir
merkezine ulaşabildi. Ancak Bolu’ya bağlı 197 köyün pek azından haber
alınıyordu. Bolu’nun acil çadır, gaz ve yiyecek ihtiyacı vardı. Memleket
hastanesi de sarsıntıda hasar aldı.
İlk belirlemelere göre Bolu şehir merkezinde 29 ölü vardı. Asıl kayıplar
köylerdeydi. Haber alınabilen köylerden gelen bilgilere göre ölü sayısı 804’ü
bulmuştu. Bu sayı zaman geçtikçe daha da arttı. 4 Şubat itibariyle Bolu
vilayetinde ölü sayısı 1200’e ulaştı.
İçişleri Bakanı Bolu’ya geldi
İçişleri Bakanı Hilmi Uran 7 Şubat 1944 günü otomobille deprem bölgesine
gelerek incelemelerde bulundu. Önce Gerede’ye sonrasında Bolu’ya giderek geceyi
burada geçirdi. Aynı gün depremin verdiği zararla ilgili Başbakanlığa kendi
izlenimlerinin bulunduğu bir yazı gönderdi. İçişleri Bakanı’nın gönderdiği
yazıda şunlar yazılıydı:
- Bolu’da mevcut 1951 evden 150’si tamamen yıkılmış ve 900’ü de içinde
oturulmayacak hâlde hasara uğramıştır. Merkez kazasının 197 köyünden
şimdiye kadar %70 evin tamamıyla ve %30 evinde tamamen harap olduğu tespit
edilmiştir. Kasaba da 29 ölü ve 12 yaralı vardır. Yaralılar tamamıyla
tedavi altındadır. Köylerde şimdiye kadar 1458 ölü ve 705 ağır yaralı
tespit edilmiştir. Köylerdeki ağır yaralıların merkezi celbi için dün
tertibat alınmıştır. Buralardan da bir kısım ağır yaralılar bugün doğruca
İstanbul›a sevk edilmektedir. İlaç ihtiyacı yoktur. - Hastanenin içinde barınılamayacağının anlaşılması üzerine hastaları
çadıra almak zarureti hâsıl olmuş ve çadırlar kurulmuştur. Sıhhi ekipler
ancak köyleri taramak için iaşe durumu iyidir ve birkaç fırın
çalışmaktadır. - Elektrik tesisatı haraptır ve gaz sarsıntısı devamlı olduğundan halk
baraka yapma gayretinde dünkü şiddetli fırtınadan sonra sabaha kadar
sürekli yağmur yağmıştır. - Çarşı açtırılmaktadır. Resmi dairenin esaslıca barakalara
yerleşmesinde zaruret vardır. Bunu ya Erzincan’da olduğu gibi Kızılay’ın
veya Adapazarı’nda olduğu gibi Nafia’nın yapmasında fayda vardır. Memur
aileleri ile halkın muhtaç kısmına küçük barakalar için kereste ve çivi
yardımı yapılacaktır. Bu maksat için İnhisar vekâletinin kerestesi
kullanılmaktadır. İhtiyaca göre kullanılması için vilayet emrine yeniden
20 000 lira gönderilmesini lüzumlu bulurum. - Burada resmi daire ve mektep gibi hiçbir bina iyi bir durumda
değildir. Bugün Düzce’ye geçeceğimi arz ederim.
Resmi daireler zarar görmelerinden ötürü çalışamıyordu. Hükümet binası
yıkılmış ve içinden hiçbir eşya alınamamıştı. Depremden sonra ilk ele alınan
konulardan birisi de acil olarak idari ve adli işlerin işleyebilmesiydi. Bunun
için ihtiyaca göre çeşitli boyutlarda baraka yaptırılma kararı alındı.
Bolu’dan İstanbul’a kamyonlarla ağır yaralı 16 vatandaş gönderildi.
Yaralılar araba vapuru ile kamyonlardan hiç indirilmeden doğruca Cerrahpaşa ile
Haseki hastanelerine götürüldü. Hariciye koğuşunda hazırlanan hususi yataklara
yatırıldılar. Deprem felaketi üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen haber
alınamayan 100’e yakın köy vardı. Bolu’nun Çaydurt nahiyesine bağlı 24 köy de
bunlar arasındaydı. Bu köylerden haber alınamaması, yetkililerde kaybın çok
büyük olduğu endişesi uyandırıyordu. Hatta bu köylere yardım amacıyla
gönderilen ekiplerden de haber alınamıyordu. Bu esnada 7 Şubat 1944 günü
Bolu’da şiddetli bir fırtına meydana geldi. Bu fırtınada hasar gören bazı
binalar yıkıldı. Ayrıca depremin artçı şokları da belli aralıklarla devam
ediyordu. Kandilli Rasathanesi 11 Şubat tarihinde saat 15’i 6 dakika 5 saniye geçe
şiddetli bir deprem daha kaydetti. Bunun merkez üssü de son deprem bölgesiydi.
Bu sarsıntı ilk büyük depremden sonra gelen sarsıntıların en kuvvetlisiydi.
Bolu’da çok şiddetli bir şekilde hissedildi. Bu deprem sonrasında
sarsıntılar aralıklarla devam etti. 12 Şubat günü sabah saat 07.15’te birbirini
takip eden 3’er saniyelik şiddetli sarsıntılar oldu. Bunun sonucunda önceden
hasar görmüş binaların bir kısmı daha yıkıldı.
Deprem nedeniyle Bolu’daki birçok fırın yıkılmış veya ağır hasar almıştı.
Bundan dolayı şehirde ekmek sıkıntısı yaşanıyordu. Kızılay halkın ekmek
ihtiyacı sıkıntısını ortadan kaldırmak için Bolu’ya 200 çuval un gönderdi.
Ayrıca 8 kamyonla 200 çadır, 5 ton çivi, 150 gemici feneri, 4 sandık ilaç,
sıhhi malzeme ile fazla miktarda tetanos serumu ve muhtelif giyim eşyası da
gönderdi. Bunun yanında İzmit Kağıt Fabrikası da tomruk nakliye işlerini
yapan kamyonlarını Bolu ve civarı felaketzedelerine yapılacak yardımlara tahsis
etti.
Bakanlar kurulu tarafından depremde zarar gören Bolu vilayeti halkının
zaruri ihtiyaçlarını karşılamak üzere felaketzedelere T.C. Ziraat Bankası
tarafından uzun vadeli kredi kullandırılması kararı verildi.
Kararın T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi üzerine Genel
Müdürlük, felaket mıntıkası içinde kalan banka müdürlüklerine gereken tebligatı
yaptı. Tebligatta, depremden zarar gören Bolu vilayeti çiftçilerinin zirai
ihtiyaçlarının karşılanması ve çift hayvanları telef olanların öngörülen kredi
yardımlarından istifade ettirilmesi isteniyordu.
Depremden dolayı meydana gelen hasarı tetkik etmek ve yapılacak işlerin
tanzimi için Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisi ve Fen Heyeti 15
Şubat 1944 tarihinde Bolu’ya gelerek hasar tespitini yaptılar. Depremde yıkılan
ve hasar gören binaların tamiratına acilen başlamak için 1944 yılı mali
bütçesinden genel harcamalar için 20.000, Gerede’ye tahsis edilmek üzere
10.000, resmi binaların tamiri için 80.000, Bolu Hükümet konağının enkazını
kaldırmak için 10.000 lira olmak üzere toplamda 120.000 lira gönderildi. Nafia
vekilliğinin 12/7/944 tarih ve yapı imar işleri deprem şubesi 7776/8319 sayılı
yazısı ile de zarar gören okullar için 80.000 lira ayrıldı.
Depremin sayısal olarak bilançosu:
Bolu’da 2501 ölü, 1815 yaralı, 2212 yıkılan ev, 4284 ağır ve orta hasarlı ev;
Çankırı’da 1314 ölü, 381 yaralı, 4217 yıkılan ev, 2745 ağır ve orta hasarlı
ev;
Zonguldak’ta 330 ölü, 371 yaralı, 1072 yıkılan ev, 640 ağır ve orta hasarlı
ev;
Ankara’da 125 ölü, 158 yaralı, 1450 yıkılan ev, 2722 ağır ve orta hasarlı
ev şeklindeydi.