Tarihi milattan önce üçüncü yüzyıla kadar dayanan, zamanla
üzerine yeni yapılar inşa edilen fakat toprak altı zenginliği bozulmayan antik
tiyatro, surlar, su kemerleri ve Roma köprüsü gibi yapıların da yer aldığı
Konuralp Mahallesi’ndeki antik kent bölgesinde kazı çalışmaları devam ediyor.
Kazılarda bölgeden çıkarılan eserlerden bazıları, belde girişinde yer alan 3
teşhir salonu, iki depo, laboratuvar ve idari bölümden oluşan müzede
sergileniyor.
Kazı Bilimsel Danışmanı Düzce Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji
Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emre Okan, yaptığı açıklamada, bu yıl
temmuz ayında başlayan çalışmaların devam ettiğini aktardı.
Bu yıl kazılarda ekiplerinin çok gayretli çalıştığını ve
güzel materyaller ortaya çıkardıklarını anlatan Okan, “Geçen sene ortaya çıkan
Geç Roma yapısının iç kısmını kazdık, duvarını iyice ortaya çıkardık. Bu
yapının içinden çıkan malzemelere göre, bu yapının belki bir kemik içliği olma
ihtimali var. Onun dışından tiyatronun tonozlu geçidini komple açtık.” dedi.
Tiyatronun orkestraya çıkışını bulduklarını vurgulayan Okan,
alanda bu noktada 19. ve 20. yüzyılın başlarındaki evlere ait, tiyatronun
mimari malzemesini kullandığı taşlardan oluşan bir duvarın ortaya çıkmasının
işlerini yavaşlattığını dile getirdi.
Okan, gelecek yıl için umut veren buluntularla karşı karşıya
kaldıklarını vurgulayarak, bu senenin sonuna kadar hava şartları müsait olduğu
sürece kazıları devam ettirmek istediklerini belirtti.
“İnsanlar farkında olmadan tiyatronun altyapısını
korumuş”
Bölgenin çok zengin mimariye sahip olduğuna değinen
Okan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hem taş işçiliği hem de mimari ön plana çıkıyor. Burada
daha önce evlerini inşa eden insanlar aslında farkında olmadan tiyatronun
altyapısını korumuş. Tarım amacıyla buraya yığdıkları toprak alttaki mimariyi
büyük oranda korumuş. Şimdilik en azından bunu görüyoruz. Ortaya çıkacak
tiyatro hem mimari hem de estetiğiyle bölgenin adından en çok söz ettirecek
mimari buluntularının başında gelecek. Biz arkeologlar bu bölgede kazı yaptıkça
heyecanlanıyoruz.”
Prusias ad Hypium Antik Kenti
Tarihi milattan önce 3. yüzyıla kadar uzanan ve ilk
dönemlerde “Hypios” ve “Kieros” adları verilen bölge, Bithynler Kralı I.
Prusias tarafından ele geçirildi. Zengin ve gösterişli bir yaşam sürmeleriyle
bilinen Bithyn halkı şehri birçok abidelerle süsledi ve şehre kralın adına
izafeten “Prusias” ismini verdi.
Bu zengin ve görkemli hayatları sebebiyle iflas eden halk,
daha sonra krallığını Romalılara vasiyet yoluyla bıraktı. Roma hakimiyetinde
Latin kültürünün tesiri altına giren şehir, zengin mimarisine daha da zenginlik
katarak “Prusias ad Hypium” adıyla yaşayışına devam etti.
Daha sonra Bizans hakimiyetine geçen bölge, Osman Gazi’nin
beyliği sırasında Türk hakimiyetine katıldı. Osman Gazi’nin bölgeyi Konuralp
Bey hakimiyetine vermesinin ardından bölge bugünkü adıyla Konuralp olarak
belirlendi.
Halk arasında “40 Basamaklar” adıyla bilinen, 100 metre
uzunluğa ve 74 metre genişliğe sahip antik tiyatronun yarım daire biçimindeki
oturma alanı, aslan pençesi figürleriyle süslenmiş basamakları, kemerli
geçitleri ve sahnesinin bir bölümü günümüze kadar ulaştı.