Doğa turizminde her yıl 1,5 milyon yerli ve yabancı
ziyaretçiyi ağırlayan kentte, yaklaşık 500 yayla bulunuyor.
Yurt içinden ve yurt dışından kente gelenler, Gerede,
Kıbrıscık, Mengen, Mudurnu, Göynük, Seben, Yeniçağa ilçelerindeki yaylaların
yanı sıra Abant, Aladağ, Sarıalan, Yedigöller, Saraycık, At ve Kızık gibi
birçok yaylada kamp kurma, piknik ve köy kahvaltısı yapma ve yürüyüş yapma
imkanı buluyor.
Yaylalarda konaklayan tatilciler, doğal güzellikleriyle ünlü
Gölcük ve Abant tabiat parkları ile Yedigöller Milli Parkı gibi dünyaca ünlü
alanları ziyaret ederek tatillerini değerlendiriyor.
İsteyenler, geceliği 75-250 liralık tesislerde
konaklayabiliyor.
Bolu Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar kapsamında,
toplam uzunluğu 2 bin 100 kilometre olan 165 yürüyüş güzergahı belirlendi. Bu
güzergahlar arasında 18 bisiklet yolu, 5 tırmanma kayası, 6 kanyon ve 14 kamp
alanı da yer alıyor.
Daha fazla yaylanın sektöre kazandırılarak kente gelenlere
doğayla iç içe olma imkanı sunmak için çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda
yaylalarda kullanılmayan evlerin restore edilerek turizme kazandırılması
hedefleniyor.
“ARTIK YAYLALAR
TURİSTİK HALE DÖNÜŞÜYOR”
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz yaptığı açıklamada,
Bolu’nun gelecekte turizm, sağlık, üniversite ve sporun her branşının
yapılabileceği bir kent olacağını, hedefleri doğrultusunda turizmin her
alanında faaliyet göstermeleri gerektiğini söyledi.
Bolu’nun doğal güzelliklerine dikkati çeken Yılmaz,
“Bolu’nun yüzde 65’i ormanlarla kaplı. 200 kadar göl ve göleti var.
Bunlardan sadece Abant, Gölcük ve Yedigölleri biliyoruz ama Abant’ın 7 katı
büyüklüğündeki Seben Göleti’ni kimse bilmiyor. Buraların hepsi tabiat harikası.
Buraları kollayıp geleceğe turizm açısından açmak durumundayız.” diye
konuştu.
Yılmaz, Bolu genelinde 2 bin 500 kilometrelik yürüyüş yolu
güzergahının tespit edildiğini ve bunun işlendiğini dile getirerek, “Bu
yürüyüş yollarında konaklama alanları oluşturmaya çalışıyoruz.” dedi.
Bolu’da 500’ün üzerinde yayla olduğunu aktaran Yılmaz,
“Bu yaylalarda eskiden köylülerimiz o soğuk iklimde hem peynirini hem de
yağını elde ederdi. Artık yaylalar turistik hale dönüşüyor. Eskiden olduğu gibi
yine hayvancılık yapılan yerlerimiz var ama artık köylerimizde insanlarımız
azaldı ve şehirlere göç etti. Şehre yerleşen köylülerimiz yaz aylarında
yaylalara çıkarak dinleniyor.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, büyük şehirlerde yaşayanları yaylalarda ağırlamak
istediklerini dile getirerek, “Farklılık olduğu için bunları
seveceklerdir. Yayla turizmini yaşatmak istiyoruz. Tatilci gerekirse içeceği
sütü kendisi sağacak. Ocağında yemeğini kendisi yapacak. O köydeki insanlar da
destek vererek birlikte bir yaşamı oluşturacaklar. Bu çalışmalarla ilgili yoğun
bir gayret içerisindeyiz.” diye konuştu.
Yayla turizmi kapsamında boşalan köylerdeki yayla evlerine
yönelik çalışma yapmayı planladıklarını anlatan Yılmaz, “Boşalan
yaylalarda kullanılmayan evleri restore ederek yayla turizmine kazandırmak
istiyoruz. Belediye olarak bunun önünü açmaya çalışıyoruz. Türkiye’de turizm
anlamında bu branşlarda kim çalışmak isterse, turizm amaçlı yapılacak bütün
yatırımlarında suyu yoksa suyunu getirmeye, kanalizasyon sistemi yoksa bunları
yapmaya hazırız. Bürokratik olarak sıkıntılar varsa bunları çözme konusunda da yanlarında
olacağımızı ifade ediyoruz. Bu konuda yatırım yapacak olanların Bolu’ya
gelmesini istiyorum. Bu özel coğrafyayı bozmadan geleceğe taşıyabilirsek Bolu
turizm kenti olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.