Belediyelerin kamu
kuruluşu olduğuna dikkat çeken Başkan Özcan, “5393 sayılı yasa belediyenin
yardım toplamasından değil, bağış kabul edebilmesinden bahsediyor. Dolayısıyla
Sayın Bakan, kamuoyunu yanlış yönlendiriyor.” dedi.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, başkanlık makamında
basın mensupları ile bir araya geldi. Başkan Özcan burada yaptığı açıklamada,
bazı belediyelerin düzenlediği kampanyalara bloke konulduğunu söyledi.
Belediyelerin kamu kuruluşu olduğunu ifade eden Özcan,
5393 sayılı yasaya göre belediyelerin bağış kabul etmenin görevleri arasında
yer aldığını söyledi. Özcan şöyle konuştu; “Son iki günde bildiğiniz gibi,
yapılacak sosyal yardımlarla ilgili bağış toplama meselesi gündemde. Sayın
Cumhurbaşkanımız bir kampanya başlattı, biz Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı
kampanyayı doğru bir kampanya olarak düşünüyoruz. Ancak, Türkiye’de sadece
Sayın Cumhurbaşkanı ve onun belirleyeceği kişilerin yardım toplama hakkı
olduğuna da inanmıyoruz. Sayın İçişleri Bakanının bana göre tuhaf açıklamaları
vardı. Ne diyor? Devletten bahsediyor, belediyeleri sanki sivil toplum örgütü
gibi değerlendiriyor. Şunu hatırlatmak istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanlığı var, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı var, Türkiye
Cumhuriyeti Bolu Valiliği var, Türkiye Cumhuriyeti Bolu Belediye Başkanlığı da
var. Yani biz, devletin bir kurumuyuz. Belediyeler de devlettir. Olaya önce
böyle bakmak lazım. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları bir
yardım kampanyası düzenliyor. Düzenler düzenlemez, bu hesaplara bloke konuldu.
Gerekçe de, 2860 sayılı yardım toplama kanunu gerekçe gösterildi. Oysa, bakıldığında
bizim belediyelerimizin 2860 sayılı yasaya göre değil, 5393 sayılı yasaya göre
bağış topladıklarını görüyoruz. Zaten baktığınızda bu yardım toplama kanununu
okuduğunuzda, orada kast edilen sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar.
Çünkü bir başvuru yapıldığında diyor, vali bunu sivil toplumla ilişkiler
birimine sevk eder diyor. Belediyeler sivil toplum örgütü değildir, belediyeler
kamu kurumudur, devletin bir parçasıdır. Sivil toplum örgütleri, vakıflar için
çıkartılan bir kanunu belediyelere dayatmanın bir anlamı olmadığına inanıyorum.
Zaten bununla ilgili yönetmeliğe bakarsanız da ayrı makbuz basılmasından
bahsediyor. Belediyelerin bütçeleri var, hesap cetvelleri var diğer kamu
kuruluşları gibi, belediyeler ayrıca makbuz basamaz. Kimse de belediyelere
ayrıca makbuz basın diyemez. Bizim 5393 sayılı belediye kanununun 15’inci
maddesinde bağış kabul etmek görevler arasında sayılmıştır. Kanun bağışı ikiye
ayırmış, şartlı bağış kabul edecekse, buna belediye meclisi karar verir diyor.
Şartsız bağış yapıyorsa vatandaş bunu kabule belediye başkanı yetkilidir diyor.
Biz geçen yıl milyonlarca lira şartsız bağış aldık zaten. İlk göreve geldiğimde
anlatmıştım, bazı müteahhitlere çağrıda bulundum, dedim ki, erken ödeme yapmak
istiyoruz ancak siz de alacaklarınızın bir kısmından feragat edin. Onlar da
şartsız bağış yaptılar belediyeye. 59’uncu madde var yine belediye kanununda
belediye gelir kalemlerinden birini bağış olarak kabul etmiş. Yine 38’inci
maddesi var, bağışla ilgili. Dolayısıyla biz Sayın İçişleri Bakanının söylediği
gibi 2860 sayılı yasaya göre işlem tesis etmiyoruz. Bu yasa kamu kurumları için
çıkartılmış bir yasa değil. Bağış toplamak isteyen sivil toplum örgütü,
kişiler, dernekler, vakıflar için geçerli. Bizim için geçerli değil, bizim
zaten 2860’a göre bağış toplamamız söz konusu değil. Çünkü bizim özel bir
yasamız var, 5393 sayılı yasa, orada belediyenin yardım toplamasından değil,
bağış kabul edebilmesinden bahsediyor. Dolayısıyla Sayın Bakan, kamuoyunu
yanlış yönlendiriyor. Çok açık olarak bunu ifade ediyorum.”
“Sayıştay
yönetmeliğimizi uygun buldu”
Bolu Belediyesi olarak çıkartılan bir yönetmeliğin
Sayıştay tarafından onaylandığını ve buna göre sosyal yardımların yapıldığını
söyleyen Başkan Özcan şöyle devam etti; “Diyor ki, yardım toplamayın. Biz
yardım toplamıyoruz, biz yardım dağıtan bir kuruluşuz. Belediyelerin asli
görevlerinden biri sosyal yardım yapmak. İhtiyaç sahibi insanlara. Bu bizim
seçim vaadimizde de var. Biz zenginlerden toplayacağız, hatta dedik ki,
zekatlarınız için köprü olmaya da hazırız. Bize yardımcı olun dedik. Seçim
öncesi de çok tartışılmıştı. Bizim belediyelerin topladıkları bağışları hangi
usulle kime verdikleri çok kolay denetlenebiliyor. Sayıştay incelemesine tabi
belediyenin bütün hesapları. Bize vatandaş, bağış yaptı. Biz bu bağışı usulüne
uygun şekilde kullanma hakkına sahibiz. Ki bizim hesaplarımızın tamamı
denetleniyor. Türkiye’de belki de tek belediyede vardır, biz sosyal yardımların
nasıl yapılacağına ilişkin bir yönetmeliği taslak olarak kabul ettik. Sayıştay’a
gönderdik, Sayıştay bizim yönetmeliğimizi uygun buldu. Bu belki de ilktir,
tasdikledi ve bize geri gönderdi. Bu yönetmeliğimiz şu an yürürlükte, biz bu
yönetmelik kapsamında şartları tutanlara sosyal yardım yapma hakkına sahibiz,
vatandaştan bağış kabul etme hakkına da sahibiz. Çünkü Sayıştay tarafından
onaylanan bir yönetmeliğimiz de var.”
“Bu yardımlar
ihtiyaç sahiplerine gidecek”
Her iki kampanyada da yapılan yardımların ihtiyaç
sahiplerine ulaşacağının altını çizen Özcan, “Adı bağış olsun, yardım olsun
bununla ilgili tek bir yere insanları yönlendirmek yanlış. Kurban bağışını
düşünün. Kimi vakıflara kurban veriyor, kimi Kızılay’a kurban vermeyi tercih
ediyor, kimi Silahlı Kuvvetler Vakfına kurban vermeyi tercih ediyor. Bu bir
tercih meselesidir. İnsanlar kime güveniyorsa, yardımı onun üzerinden yapmak
isteyebilir, bağışı onun üzerinden yapmak isteyebilir. Bu anlamda Sayın
Cumhurbaşkanının bağış kampanyasını doğru bulduğumuzu söyledik. İsteyen Sayın
Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği yere bağışını yapsın, isteyen de belediyeler
üzerinden bunu yapsın. Sonuçta aynı amaca hizmet edecek, ihtiyaç sahibi
insanlara gidecek bu. Belediyelerin yaptığı sosyal yardımlar, bakanlıklar
tarafından çok kolay denetlenebilir. Kamu hesaplarını inceleme yetkisi olan Sayıştay
belediyelerin bütün hesaplarını düzenli olarak inceliyor. Zaten geldiğimizden
beri 3 kez Sayıştay denetçisi geldi. Bundan sonra daha sık gelsinler, şeffaf
bir şekilde yaptığımız yardımları, bize yapılan bağışları müfettişlerin önüne
koymaya hazırız.” dedi.
“Hükümetten
attığımız adımlara katkı vermesini bekliyoruz”
Bolu Belediyesi olarak suya %50 indirim yaptıklarını ve
bu adımları doğalgaz ve elektrik konusunda hükümetten beklediklerini ifade eden
Başkan Özcan, “BOTAŞ, bu ay zam yapmayacakmış. Biz ne yaptık? Suya %50 oranında
indirim yaptık. Bu indirimi yaparken de hükümete bir çağrıda bulunduk. Ben bu
çağrıyı tekrar etmek istiyorum. Doğalgaza ve elektriğe de siz %50 indirim
yapın. Doğalgaz ve elektriğe indirim yapılırsa, iki ay boyunca Bolu Halkının cebinde
48 milyon TL kalacak. 48 milyonluk bir katkı yapacaksınız. Eğer doğalgaz
dağıtım yetkisi bizde olsaydı, elektrik dağıtıcısı belediye olsaydı. Hiç
tereddütleri olmasın biz onlardan da %50 indirim yapacaktık. Ancak bu konuda
yetkili hükümet. Belediyeler olarak biz bu konuda adım atıyoruz, hükümetten de
bu adımlara katkı vermesini bekliyoruz.” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanının
kampanyasına alternatif kampanyalar peşinde değiliz”
Başkan Özcan sözlerini şöyle tamamladı; “CHP zihniyeti
yardımları kesecek diyorlardı, bunun böyle olmadığı görüldü. Türkiye’deki
Cumhuriyet Halk Partili belediyeler sosyal yardım konusunda diğer belediyelerin
oldukça önünde. Ama biz ihtiyaç sahibi vatandaşlara daha çok yardım yapmak
istiyoruz, İçişleri Bakanlığı bunu engelliyor. İçişleri Bakanına ben şu çağrıda
bulunuyorum. Sen, Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları ile mücadeleyi
bırak korona ile mücadele et. Biz Korona ile de mücadele etmek istiyoruz, daha
etkin bir şekilde. İhtiyaç sahibi insanlara da daha çok katkı sağlamak
istiyoruz. Bu konuda bir yarış içinde değiliz, Sayın Cumhurbaşkanının
kampanyasına alternatif kampanyalar oluşturma peşinde değiliz. Daha çok yardım
birkaç kanaldan toplanırsa daha faydalı olur diyoruz.”