İzzet Baysal Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Baysal,
Mengen Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünün” Gölköy Kampüsüne taşınması
yönünde bir karar olmadığını belirten ve BAİBÜ Rektörlüğü tarafından yapılan
açıklamayla ilgili mutluluk duyduğunu ifade etti.
Bir mektup yazarak, Bolu Halkına teşekkür eden Baysal’ın
mektubu şöyle;
“Değerli ve Sevgili Bolulular;
Sizlerden biri olmaktan her zaman mutluluk ve gurur
duydum. Yaşanan haksız olaylara karşı gösterdiğiniz tepkilerle bu gururumun her
gün katmerleşerek arttığını da bilmenizi isterim.
Rahmetli Amcam İzzet Baysal’ın Bolululara adadığı ve
“Eserlerime sahip çıkınız” diyerek kurduğu Vakfın, son günlerde yapımı devam
eden eserlerinden birine yapılmak istenen bir haksızlığa anında tek vücut
olarak karşı çıktınız.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde görevli bir
rektör yardımcısının, Mengen’de öğretim üyesi ve görevlileri ile yaptığı bir
toplantıda dört yıllık Mengen İzzet Baysal Gastronomi ve Mutfak Sanatları
bölümünün seneye Bolu merkez yerleşkesine taşınacağı haberine, sizler, gerek
bireyler olarak, gerek muhtelif sivil toplum kuruluşları, gerekse tüm siyasi
parti temsilcileri olarak, adeta İzzet Baysal mefkuresi altında bütünleşmiş
olarak karşı çıktınız. Ve biz, başkanları ben olmak üzere, sizler adına bu
Vakfı yönetme görevini üstlenmiş olanların, basın bildirimde detaylarıyla
anlattığım çalışmalarımıza rağmen sonuç alamadık. Sizler fazla değil, dört
günde sonuca ulaştınız.
Tepkileriniz sonucu netice alınmış oldu. BAİBÜ
Rektörlüğünün 2 Ekim 2019 tarihinde yayınlanan bülteninde “Mengen Gastronomi ve
Mutfak Sanatları Bölümünün” Gölköy Kampüsüne taşınması yönünde alınmış bir
karar bulunmadığı bildirildi. BAİBÜ Rektörlüğü tarafından gecikmiş de olsa
aşçılık sanatının bilimsel adı olan Gastronomi Bölümünün, bundan önce olduğu
gibi bundan sonra da Mengen’de devam edeceğinin teyit edilmiş olunmasından
mutluluk duydum.
Sevgili Bolular;
Başta da söylediğim gibi, İzzet Baysal babamızın sizleri
temsil edenler olarak bizlere verdiği bu mühim “sahip çıkma görevini” Vakıf
Yönetimi olarak tüm girişimleri yapmış olmamıza rağmen sonuç alamadık. Bu
nedenle bu neticeyi sizlerin müşterek ve ses getirici beyanlarınıza borçluyuz;
Vakfın Yönetim Kurulu başkanı olarak, kamuoyu önünde tüm Bolu Halkına
teşekkürlerimi sunuyor; bu gibi anlarda yönetimin başı olarak size müracaat
etme mecburiyetinde kaldığım için özür diliyorum. Allah sizden razı olsun!
Bu son olay, Bolu Halkının İzzet Baysal’ın eserlerine
sahip çıkışının ikinci mühim örneği olmuştur. Birçoğunuzun hatırlayacağı gibi
2015 yılında Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinin boşalması olayı gibi üzücü
bir olay yaşandı. Acil servis, yoğun bakım, ameliyathaneler gibi, o zamana
kadar güzel hizmetler veren birçok bölümün kapandığını gördük. Yalnızca
Poliklinikler, o da sadece bazıları, hizmet verebilir durumda kaldılar. Sağlık
Bakanlığının sağlık hizmetlerini Kamu Hastaneleri Birliğine bıraktığı
dönemlerdi. Bolu ilimizde de bu görev, kuruluş gereği olarak, Bolulu olmayan
bir Sekreterliğe bırakıldı. O zamana kadar Bolulu bir Başhekimin yönetiminde,
her bölümü ile verimli olarak çalışan bu kıymetli eser, Kamu hastanenler
Birliği Sekreterliği döneminde yukarıda değindiğim zafiyeti yaşadı. Durumu
Ankara’ya kadar giderek, zamanın Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’a bizzat
ilettim. Beni ayakta karşıladığında söylediği, hatırımda kalan şu cümlesi hala
iftihar vesilemdir: Nüfus itibari ile ülkenin illeri arasında, Sağlık
Hizmetlerinde Bolu’yu birinci sıraya taşıyan yaptığı eserlerle rahmetli İzzet
Baysal’dır. Ona Bakanlık olarak ne kadar teşekkür etsek azdır” demişti. Buna
rağmen – Kamu Hastaneler Birliğinin yaratıcısı zaten kendisi idi – sistemin
başlangıçta zafiyetleri olabileceğinden, bunun zamanla düzeleceğinden
bahsettiler. Sağlık bakanlıktan netice alamadan ayrıldım. Yine tek çareyi,
sorunu bir bildiri ile Bolu Halkına duyurmakta buldum. Bildirim 13.11.2015
tarihlidir ve tüm yerel basınımızda baş sayfalarında, “Eserlerine Sahip
Çıkıyoruz” gibi manşetlerle 20.11.2015 tarihinde yayınlamıştır. Bu üzücü haber
tüm Bolu halkını etkilemiş ve bildirimden birkaç gün sonra, 70’i aşkın Sivil
toplum örgütü yönetici ve üyelerinin, baba bildikleri İzzet Baysal’ın
sağlığında Bolu’ya ilk mühim armağanı olan bu hastane önünde toplanarak tesisin
tekrar yaşatılır hale gelmesini istemeleri ve hastanenin dağılışını protesto
etmeleri yeterli olmuştur.
Bu protestonun sonucunu bilmeme rağmen, bununla
yetinmedim, Bolu Sağlık Müdürü değerli Sayın Muhammed Emin Demirkol’u telefonla
arayarak ona sordum. Sizler de arayarak kendisinden teyit edebilirsiniz. O
tarihten fazla geçmeden, Bolu’nun, Üniversite Hastaneleri dâhil tüm sağlık
kuruluşlarının afiliasyon görevi Bolu Sağlık Müdürlüğü’ne devredilmiş ve
Müdürümüz de bana, o telefonda hastanenin son durumu hakkında sorduğum soruya
şu cevabı vermiştir: Şu an da, bazı yeni cihazların da ilavesi ile Bolu İzzet
Baysal Hastanemiz kuruluşundaki tüm üniteleri tam kadro faaldir ve ülkenin
birçok hastanesinde olmayan yeni birimleri ve yatak doluluğu ile halkımızın
hizmetinde çalışmaya devam etmektedir.”
Bu, Boluluların İzzet Baba’larının eserlerine topluca
sahip çıktıklarının ilk örneğidir ve “sahip çıkışın ilki olduğu için” gereken
yerlerde Boluluların devreye gireceğinin kanıtı olmuştur.
O tarihlerde onlara yapmayı unuttuğum teşekkür için özür
diliyor, bu günlerde yaşadığımız ikinci sahip çıkma örneği vesilesi ile tüm
Bolu Halkına bir kere daha sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”