“Muazzam bir mücadele ruhunun, muhteşem bir irade gücünün, hayranlık verici bir milli şuurun eseri olan Türkiye Cumhuriyeti 98. yılını geride bırakmıştır. Cumhuriyet; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller sayesinde bugünlere ulaşmış, milletimizin üstün fazilet ve fedakârlıklarıyla temellenmiş ve güçlenmiştir. Türk milleti destansı İstiklal Savaşı’yla tarihin rotasını değiştirmiş, bölgesel ve küresel dengeleri baştan ayağa sallamış ve sarsmıştır.
Türk’süz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara en kesin ve kalıcı
cevap Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla verilmiştir. 29 Eklim 1923; bağımsızlığa duyulan derin özlemin, geleceğe bağlanan emsalsiz ümidin, milli egemenliğe beslenen eşsiz sevdanın karar ve hareket noktasıdır. Ne mutlu bizlere ki, tarihin hiçbir döneminde savaşlar, kıtlıklar, işgaller, ayak oyunları, karanlık senaryolar milletimizin önünü kesememiş, inançlarından ve ülkülerinden koparamamıştır. Milletimiz, varlığını koruma ve kollama hususunda yüksek bir sorumluluk üstlenmiş ve bu sorumluluğun gereğini de muhteşem şekilde yerine getirmiştir.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine sımsıkı sarılarak, Cumhuriyetle demokrasinin kaderini bir ve ortak görerek Türkiye’nin istiklal ve istikbaline sahip çıkmak her vatan evladının görevi olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti yüksek ahlaki değer ve niteliklerle yoluna devam edecek, ebediyetin ufuk çizgisine Allah’ın izniyle uzanacaktır. Türk milleti 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti ilan ederek hükmünü vermiş, sözünü söylemiş, tartışma ve anlaşmazlıkların perdesini açılmamak üzere kapatmıştır. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna liderlik yapan ve ilk Cumhurbaşkanımız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kurucu kahramanlara, vatan ve millet için hayatlarından vazgeçen aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, hepsini hürmet ve şükranla anıyorum. Büyük Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı yürekten kutluyorum.”