Yücel,
yaptığı açıklamada, apiterapinin (arı zehri tedavisi) ve arı ürünlerinin, insan
sağlığında hem bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek hem de hastalıkların
tedavisinde destek ürünler arasında yer aldığını belirtti.
Her
arı ürününün insanlar için hangi dozda ve sürede kullanılacağının mutlaka
hekimlerin önerisiyle belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Yücel, “Doğru
kullanıldığı zaman özellikle bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirdiği için arı
ürünleri sağlığımızın korunmasında çok önemli bir yere sahip.” dedi.
Merdiven
altı üretime işaret eden Yücel, şöyle devam etti:
“Son
zamanlarda ne yazık ki arı ürünlerinin üretimi, özellikle bal konusunda
kamuoyunda ‘sahte bal’ olarak bilinen merdiven altında üretilmiş, arı görmemiş
ballardan söz ediyoruz. Üzerinde etiketi belli olmayan, nerede üretildiği
belirtilmeyen balları ve arı ürünlerini tüketmememiz gerekiyor. Özellikle insan
sağlığında kullanılacak arı ürünlerinin, hem gıda takviyesi hem de sağlıkta
neredeyse ilaç konsantratı kadar etkili olması nedeniyle mutlaka kovanlarda
sentetik kimyasal ilaç kullanılmadan üretilmiş olması çok önem taşımaktadır.”
Doğru
üretilmiş arı ürünlerinin insan sağlığı için emsalsizdir olduğunu aktaran
Yücel, “Kovan doğal bir eczanedir. Aslında tıbbın alternatifi olmaz.
Modern tıp herkes için gereklidir. Arı ürünlerini alternatif değil, tamamlayıcı
ya da bütünleyici tıp içerisinde değerlendirmek lazım. Modern tıbbın bazen
sınırlı kaldığı noktalarda arı ürünleri özellikle bu boşlukların
tamamlanmasında, sağlıklı yaşamın sürdürülmesinde önemli bir etkiye
sahiptir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Günde 1
tatlı kaşığı bal tüketilmeli”
Yücel,
diyabet hastaları dahil olmak üzere, balın dozu sınırlanarak hemen hemen
herkesin bir yaşından itibaren kullanabileceği bir ürün olduğunu anlatarak,
şöyle dedi:
“Kamuoyunda
bilindiği gibi ‘Bal şeker içermektedir, şeker zehirdir. Dolayısıyla bal
tüketmeyin.’ söylemi son derece yanlıştır. Bal, insan organizmasına en iyi uyum
sağlayan hücrelerin yaşamsal dediğimiz vital enerjiyi bulduğu çok kıymetli bir
besindir. Dolayısıyla temiz üretilmiş, sentetik kimyasal içermeyen sağlıklı bal
herkesin tüketmesi gereken bir şeydir. Mutlaka günde bir tatlı kaşığı balın
tüketilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun çok sağlıklı olduğunu bilimsel
açıklamalar da ortaya koyuyor.”
Diyabete akasya,
solunum sistemi hastalıklarına kekik balı
Özellikle
diyabet hastalarında akasya balı gibi glisemik indeksi düşük balların
kullanılması tavsiyesinde bulunulduğunu dile getiren Yücel, kekik balının
solunum sistemi hastalıklarında, kestane balının tansiyonun dengelenmesinde,
lavanta ya da narenciye balının sedatif rahatlatıcı etkisiyle, meşe balının
bağışıklık sistemini destekleyen yüksek antioksidan kapasitesiyle
önerilebileceğini ifade etti.
Çam
balının Türkiye’ye özgü bir ürün olduğunu söyleyen Yücel, mide bağırsak ve
sindirim sistemi hastalıklarında endike olarak kullanıldığını belirtti.
Türkiye’nin
bal üretimi açısından dünyada sayılı ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çeken
Yücel, ülkedeki bal üretiminin yıllık 104 bin ton olarak açıklandığını, koloni
sayısının da 8 milyonu aştığını kaydetti.
Yücel,
Türkiye’nin sahip olduğu zengin potansiyele işaret ederek, “Dağından
taşından nektar ve polen akan bir coğrafyada yaşıyoruz. 12 bine yakın bitki
türümüz var. Bunun 4 bine yakını endemik olduğu botanikçiler tarafından
belirtilmiştir. Hepimiz kendi payımıza düşen sorumluluğu yerine getirdiğimizde
ülkemizin daha üst seviyelere çıkacağına kaliteli bal üretimiyle dünyaya daha
yüksek düzeyde bal ihraç edecek konuma geleceğine inanıyorum.” sözlerine
yer verdi.