“KENDİ KENDİMİZE
YETEBİLDİĞİMİZ YILLARDAKİ GİBİ TARIM POLİTİKASI OLUŞTURMALIYIZ”
Türkiye Cumhuriyeti hem dünyada hem bulunduğu
coğrafyada geleceğin lideri olmaya aday tek devlettir. Her geçen gün gelişmeye
açık bir politika içerisindeyiz. Kendimizi gelişime açtıkça dış güçlerin üzerimize
oynadığı siyasi oyunları bir şekilde geriletiliyoruz. Bir şekilde ilerlememiz
engelleniyor. Bir ekonomist olarak, bir iktisatçı olarak, bir maliyeci olarak
bu konudaki öngörülerimden en çok üstünde durmak istediğimiz öngörü şudur; biz
öncelikle kendi kendimize yetebildiğimiz yıllardaki gibi bir tarım politikası
oluşturmalıyız. Türkiye tarım politikasını yeniden gözden geçirerek
uygulanabilir ve sürdürülebilir bir tarım politikası uygularsa tarım
politikasını bölge bölge,il il değerlendirerek mevsimsel ve iklimsel şartları da
göz önüne alarak tarım politikalarını yeniden masaya yatırır ve yeniden
şekillendirirse çok mükemmel bir tarım ekonomimiz oluşacaktır. Türkiye’nin
tarım ekonomisi oluştuğunda buna bağlı ve paralel olarak gelişecek sektör
hayvancılıktır. Eğer doğru tarım politikaları uygularsak bizim mükemmel
hayvancılık gelişecektir. Kayıt altında
tutamadığımız hayvanlarımız, hayvancılığımız vardı ve bu yüzden de et tüketimi
konusunda et üretimi konusunda fazlasıyla eksik kaldık ve dışarıdan et ithal
etmek zorunda kaldık. Ama biz tarım politikalarını düzgün uygularsak bizim
hayvancılığımız, hayvancılığımızın sürdürülebilirliği doğru nesillerin hayvan
nesillerin sürdürülebilirliği gerçekleşecek ve hem et verimliliği hem de süt
verimliliği artacaktır. Şu geldiğimiz noktada doğru tarım uygulamaları
yapmadığımız için bizim hayvancılığımız da doğru gelişmiyor ve hem yeterli et
yeterli de süt ürünü elde edemiyoruz. Verimli besin kaynaklarımız yok. Bizim
hayvancılığımızın büyük bir bölümü kapalı alan hayvancılığıdır. Açık alan
hayvancılığı yapabilsek çok daha verim alacağız. Hem hayvanın neslinin daha
hızlı üremesi hem de daha sağlıklı nesiller yetişmesi açısından artı olarak bu hayvanlardan elde ettiğimiz etin ve sütün
kalitesinin yüksek olması çok güzel
gelişimlere zemin hazırlayacaktır.
“YENİ NESİL HAYVANCILIK YAPMAK İSTEMİYOR”
Biz yıllar yılı Bolu’da doğru tarım politikası
uygulayamamışız. Doğru tarım politikası projesi belirleyememişiz. Bu projeyi
belirleyemediğimiz için darmadağınık bir tarım çalışması yapılmış. Biz
mevsimsel değişimleri göz ardı etmişiz ve en belirgin örneğini söyleyeceğim
hala buğday ağırlıklı ekimimiz var. Hala patates ağırlıklı ekimimiz var. Oysa
mevsimsel değişikliler toprağın yapısındaki değişiklikler bazı ürünleri
ekmememiz gerektiğini söylüyor. Yeni politikaları doğru belirleyip doğru
ürünlere yöneldiğimizde verim artacak ve bu verimle beraber çiftçimizin kazancı,
ürün kalitesi ve ekonomi de artacaktır. Buğdaylarımıza baktığımızda; bölgesel
olarak verimli bir bölgedeyiz fakat yağışı çok olan bölgenin buğdayı olduğu için
her halükarda bozuk ve yetişmiyor, yetişmediği için verim alınmıyor. En
yakınımızda barillamız var ama buğdayımız Analoduludan, Konya ambarından geliyor. Buğdayımız daha çok
Güneydoğudan toplanıyor. Sebebi ise
yağış az olan bölge verimli buğday o bölgede biz de mevsimsel, iklimsel olarak
bu tarım politikasını doğru uygularsak hayvancılığa yansıyacak aynı Türkiye
politikası gibi. Bu durum hayvancılığımıza yansıyacaktır. Süt alıyoruz, sütü hayvancılık
yapan kardeşlerimize köylülerimize öncelikle bırakmışlar. Yani yeni nesil
hayvancılık yapmak istemedikleri için çoktan bu mesleği bırakmışlar. Onlar da
çocuklarının evlerinde, şehirlerde, kaloriferli evlerde emekliliğini yaşıyorlar
ve gelecek nesil de artık bu işi
yapmayacak. Köylerde bu işi yapmaya çalışan hemşerilerimize bakıyoruz, onlar da
verimsizlikten şikayet ediyorlar. Çünkü onlar da çoğunlukla kapalı alan
hayvancılığı yapıyor. Hayvanı bir bölgeye kapatıyorlar ve verimsiz yemle
hayvanın ne sütünü ne de etini verimli hale getiremiyor hatta kapalı alanda
oldukları için hayvanlar hastalıklı hale geliyor. Ki şu dönem mücadele
ettiğimiz bir hastalığımız var. Şu anda hayvantiberkilös dediğimiz hastalığın
yaygın dönemi. Bununla ilgili Tarım İl Müdürlüğümüz ve Bakanlığımız çalışma
yapıyor ve etkin mücadele başlattılar. Tarım zirvesi gerçekleşiyor. Bu dönem
tarım zirvesinde destekler ve krediler net bir şekilde belirlenecektir.
“ÇÖPE GİTMİŞ PATATESLERİMİZ VAR”
Bolu için tabii ki patates her zaman doğru ürün ama
tamamıyla patates ya da yüzde olarak doğru oranlarla patates ekiyor muyuz
konusunda yanılıyoruz. Bunun analizinin net bir şekilde yapılıp yeni ürünlere
yönelim gerekecektir. Yıllar öncesini
iyi hatırlıyorum yani dökülmüş, yok olmuş ve çöpe gitmiş patateslerimiz var.
Hastalıklı geçmiş patateslerimiz var. Kendi mesleğimizden biliyorum. Yani
maliye danışma muhasebeci olduğumuz için müşterilerimiz battı. Ticaretlerini
kaybettiler.
“ZİRAAT ODASI VE TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ ORTAK
ÇALIŞMA YAPMALIDIR”
Ziraat Odası ve Tarım İl Müdürlüğü bu konuda ortak
çalışma yapmak zorundalar. Bu ikisinin yapacağı çalışma toprak analizi, iklim
analizi ve ürün çeşitlerinin Bolu’ ya uyarlanmasıyla beraber yeni ürün
çeşitlerini burada hangi ürünün daha verimli üretileceği konusunda yeni ufuklar
açacaktır. Yeni ticaret alanları oluşacaktır. Çiftçimize yeni katkılar
gelecektir. Bu konuda öncelikle onların belirlenmesi, yeni politikanın
yapılması gerekiyor. Türkiye’de de Bolu’da da iklimsel değişikliklerden, toplum
yapısındaki değişikliklerden kaynaklanan bir şekilde yeni bir tarım uygulaması,yeni
bir tarım politikası şart oldu.