Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU ÇOK BULUTLU
5,5
ÇOK BULUTLU

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI TÖRENLE KUTLANDI

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI TÖRENLE KUTLANDI

Haber: Aslı Akış


Kutlama Törenine, Bolu Valisi
Ahmet Ümit, AK Parti Bolu Milletvekili Arzu Aydın, Garnizon Komutan Vekili
Piyade Albay Yavuz Çankaya,
Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı,  Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan,  Bolu İdare Mahkemesi Başkanı Turgut Delal,
Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan,  siyasi
parti temsilcileri, kurum müdürleri, şehit aileleri, gaziler, sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.


CUMHURBAŞKANI
ERDOĞAN’IN MESAJI OKUNDU


Sosyal mesafe kurallarına göre Anıt Park’ta gerçekleştirilen 30
Ağustos Zafer Bayramı’nın 98. yıl dönümü töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajının okunması ile başladı.


ATATÜRK
ANITINA ÇELENKLER SUNULDU


Bolu Valisi Ahmet Ümit, Garnizon Komutan Vekili Piyade Albay Yavuz
Çankaya ve Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın çelenklerini sıra ile Atatürk
Anıt’a bırakmasının ardından Saygı Duruşu’nda bulunuldu ve İstiklal Marşı
okundu.


Törende, Garnizon Komutanlığı adına İkmal Yüzbaşı İbrahim Durak günün
anlam ve önemini belirten konuşma yaptı.


“ZAFERİN
HER SAFHASI TEK TEK DÜŞÜNÜLMÜŞ”


Yüzbaşı İbrahim Durak; “Bugün Türkiye cumhuriyetinin kurulmasına
temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 98’inci yılını
ulusça kutlamanın haklı gururu ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk milleti,  kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığına ve
vatanına kastedenlere karşı, 98 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu
tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekûn bir varoluş mücadelesi
sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve
bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya
koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş
hazırlanmış ve yönetilmiştir.


“SEVR
ANLAŞMASI DA ULUSUMUZA DAYATILMIŞTIR”


1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletlerarasındaki
çıkar çatışmaları dünyada gelişen fikir akımları, sanayi gibi gelişmeler
sonucunda Birinci Dünya Savaşı sonunda müfttekilerin aldığı ağır yenilgiler
sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde
kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o denemin büyük
devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş. Ayrıca tarihimize kara bir
leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.


“YA
İSTİKLAL, YA ÖLÜM  PAROLASIYLA AYDINLIĞA
GİDEN YOLU ARALAMIŞLARDIR”


İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini
kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır
işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen
üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun
dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak 
“Ya İstiklal Ya Ölüm”  parolasıyla
aydınlığa giden yolu aralamışlardır.


Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi, son neferine
kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir.
Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu,
milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam
edeceğini ispatlamıştır.


“BÜYÜK
ZAFER İLE DÜŞMANA SON DARBE DE VURULDU”


Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev
düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığı
altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek
stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez
dediği afyon mevzilerini 3 günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman
kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Bu büyük zafer ile düşmana son
darbe de vuruldu. Ardından icra edilen takip harekâtıyla da 9 Eylülde düşman İzmir’de
denize döküldü.


Dünya tarihçileri büyük taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır.
“Türkler Mohaç Meydan Muharebesinden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha
muharebesi kazandılar” bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede
kendisinden üstün düşman kuvvetlerinin büyük bölümünü imha ve esir etmiştir.
Askeri açıdan bir diğer önemli huşu da günün
Şartlarında
bir ordunun, 10 günde 500 km’lik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat
etmesidir.


“30
AĞUSTOS’UN GERÇEK ANLAMINI DUMLUPINAR’IN ÇAL TEPESİNDE
GÖRÜRÜZ”


30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer’in ikinci
yıldönümünde Dumlupınar’ın Çal tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz; “ Hiç şüphe etmemelidir ki,
yeni Türk Devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu
sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin
ebedi muhafızlarıdır”. “Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun
çarpışması değildir. Meydan muharebesi, milletlerin bütün varlığı ile ilim ve
fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün
maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.”


“ZAFER
TÜRK TARİHİNE ALTIN HARFLERLE YAZILDI”


İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin; kadın, çocuk,
yaşlı demeden milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk
ulusu bu meydandan da Ulu Önder’inin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı
başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar
yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların
günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. Bu zaferle, Türk ulusunun son
neferine kadar yok edilmedikçe, Türk’ün istiklalinin elinden alınamayacağı,
Türklerin yalnız askeriyle değil, milletiyle topyekûn olarak savaştıkları bir
kere daha ispatlanmıştır.


“TÜRK
ORDUSU’NA “SİLAHLI KUVVETLER GÜNÜ” OLARAK ARMAĞAN EDİLMİŞTİR”


30 Ağustos Zaferi, Türk Ordusu’na “Silahlı Kuvvetler Günü” olarak
armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını
sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için
tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla,
güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve
kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın
korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden
birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek
görevleri ifaya hazırdır.


“MİLLİ
EGEMENLİK, MİLLİ ŞUUR VE TAM BAĞIMSIZLIK
REHBER OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”


Milli Egemenlik, Milli Şuur ve Tam Bağımsızlık esasına dayanan
Atatürk İlkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı
Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün
vesilesiyle ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve
aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla
eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.


Anıt Park’ta düzenlenen tören Garnizon Komutanlığı adına İkmal
Yüzbaşı İbrahim Durak günün anlam ve önemini belirten konuşmasının ardından
sona erdi. 

30 Ağustos 1922’de büyük Türk ordusunun Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının tüm dünyaya vatan savunmasını öğrettiği Büyük Taarruz Zaferinin 98. Yıl dönümünde Anıt parkta tören düzenlendi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
30 Ağustos 2020
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir